Cuma, Ekim 27, 2017

Gaiman’ın Yazarlığı

Türkler’den konuyla ilgili bir alıntı:
“amerikan gods ve aynı evrene yakın, ancak dil olarak, daha çok ilk gaiman işlerine yakın olan, anansi boys harika kitaplardır. sandman (nadiren sarkan ara bölümleri hariç) ayrı bir öykü okuma deneyimidir. ancak bazı kısa öyküleri ve dişil enerji yayacağım diye, cinsiyetsiz ucubelere dönüşen şehir fantezileri bayar. tabii son on yıldır, her iki yılda bir okuduğum american gods için bile iyi yazardır, denilebilir. intihara meyilli rus yazarları rüyasında görüp ıslanan bir arkadaşım, american gods için "karakterler gelişmemiş, tam amerikan romanı," demişti. değildir. okunabilir post modern batı yazınında kim vardır merak edenler için süper eserdir. o arkadaş öldü bu arada. biri meyve bıçağıyla on dört yerinden bıçaklamış.”
Gaiman’ı, eski Bukowski ve Beat kuşağı yazarları arasında koymak bu.
Bir de unutun artık post-moderni:
O, siz henüz doğmadan, 1989’da bitti ergenler.
Gaiman, post-modern yazar değil yani, Bukowski ve Beatnik de öyle.
Gaiman, Yanki / ABD’li değil bu arada, has İngiliz. Yazın tarzı da öyle.
Rahmetlinin ‘karakterler gelişmemiş’ saptamasında çook açık var:
Tüm Dostoyevski karakterleri gelişmemiştir.
Gaiman, karakter yaratmaya çabalamıyor, lirizm / şiir akışı yaratmaya çabalıyor. Bir duyguküre bir ruhhali atmosferi yaratmaya çabalıyor. Bu açıdan bakınca, tam bir anti-zaman-mekan yaratıcısı olmakta.
İşte, yine en zayıf noktası da, tam da bu olmakta:
En başlarda veya bazı zirve eserlerinde vardığı düzeye, genelde yaklaşamıyor bile. 2 / 20 de yüksek bir başarı oranı değil bizce. Zaten eğer bir yazar derlemeye girmişse, artık pek yazamıyor demektir.
Bir de internetten öğrendik ki Duran Duran biyografisin bastırtmıyormuş. Bu salaklığın daniskası: Sen onu üstlenmezsin ama 1 kere yayınlamışsın ve okur üstlenmiş.
A evet, okur Gaiman’ı kesinkes yanlıxş anlayarak okuyor. Soğuk Savaş okurları da, bilimkurguyu öyle okumuşlardı zaten. Yani, okur da binde bir verimde ancak.
Gaiman’ı estetiko-politik olarak okumak, tarihin nereye gittiğini imliyor bize ve bu bilimkurgu için de 1950’lerde geçerliydi.
Gaiman, göründüğü kadarıyla sağlıklı biri. Daha uzun süre yaşayabilir ve zihinsel metamorfoz geçirebulur. Uzun yaşayan Le Guin bunu yapmadı, yapamadı veya denemedi.
Eğer Gaiman metamorfoz geçirirse, diyelim Kojima gibi biriyle, ilginç çapraz medya ürünlerine imza atabilir bizce.
Ayrıca Gaiman, ‘Ghost in the Shell 3’ün senarşosunun yazabilecek biri bizce.
Yani, yakın gelecek için:
Bu türden, başka yazarların ana akım başyapıtların öykülerini sürdürdüğü ve aşırı-yeniden yorumladığı ürünler gerekli.
Bu, beyinlerin tükendiği demek değil, beyin harmanlaması demek ki zaten bir grafik-romanı 10 kişi ortak çiziyor.
Diğer bir deyişle:
Tarihin geniş açılı akışının dalgalanmalarını, ancak bir joint-venture sanatsal-çalışma yakalayabilir bizce.
Nokta. Es.

(26 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: