Salı, Ekim 17, 2017

Fehim Taştekin’in Kürt Hezimeti

Taştekin’in Kürt totosu kompleta yattı.
Onun mazereti şu:
“Kerkük’teki trajik gelişmeler; Kürtlerin cezalandırıldığı, Abadi’nin kahramanlaştırıldığı, İran’ın istediğini elde ettiği, Türkiye’nin istediğini elde ettiği ama dışarıda kaldığı, ABD’nin ucu açık bir oyunu sürdürdüğü bir manzara bıraktı. Ama Kürtlerle sorunu çözen değil, soruna başka unsurlar ekleyen bir manzara.”
Ama aymazlık hala had safhada:
Sırayla:
Kürtler cezalandırılmadı, yaptıklarının sonucunun ne olabileceğini gördüler. Henüz katliam yok, onun da olabileceğini görmeleri gerekiyor ama görmemişe benziyorlar.
Abadi değil, Haşdi Şabi kahraman oldu. Talabaniler olsun, Barzaniler olsun, savaş cephesinden kaçtılar ve bunu ilk kez yapmadılar. Iraklılar da, kendilerini değil, İran yanlılarını cepheye sürdüler: Onlar da korkaklar yani.
Haşdi Şabi, bir Şii örgütü ama aslen ne istediğini henüz bilmiyoruz, pekala kalkıp İran’dan bile toprak isteyebilirler. Ortadoğu Şiilik’i 99 yüzlü bir istif çünkü.
Soruna giren taraflar yeni değil. Asıl 150 kabile işin içine girmedi. Suriye-Irak sınırı fiilen yok. Japon kale orji devam yani.
Türkiye, dışarıda kalmadı, tersine fazla içeride kaldı, Kuzey Irak’ta 4 ölü verdi. Ölenlerin orada olduğu için resmi açıklama yok.
ABD, ucu açık oyun sürdürüyor değil, ne halt yiyeceğini bilemiyor artık. Başkan, savaş lordları, siyasetçiler, kafalarına göre farklı farklı açıklamalar yapıyorlar. Çünkü oligarklar, orada birbirine girdi çoktan.
Türkeyi; Idlib, Başika, Zap-Kandil gibi üçlü cendere olarak orada. Diğerlerinin hangi gün nerede olduğunu uydu bile izleyemiyor artık.
Sonuç şu:
Süreç feci kilitlendi ve düğümlendi. Düğümü birileri kesecek elbette ama henüz değil.
Yani:
Baştekin, savaşın öncesinde tümden yanıldı, sırasında tümden yanıldı, sonrasında tümden yanıldı.
Bu konuda yazmayı ve dezenformasyonu bıraksın artık, deriz biz.

(18 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: