Pazar, Ekim 15, 2017

Robotlar ve İşsizlik

Önce veriler, sonra yorumlar:
“Dünya Ekonomik Forumu’nun raporlarına göre, 5 yıl içinde 5 milyon kişiyi işsiz bırakacak olan robotlar, işsizlik sorunu da yaşamıyor. Küresel ölçekte insanlar için yüzde 5.8 olan işsizlik oranı, robotlarda yüzde 0.”
Robotlarda işsizlik tabii ki % 0 olacak, çünkü 1 robot ancak ve ancak gerekince yapılıyor ama insan işçiler öyle değil, habire üretiliyorlar penislerin ucundan ucundan, kutsal rahimden rahimden. Satış için bekleyen robot sayısı da var. Bazı yıllarda azalan robot üretimi sayısı da var.
“… robotların sayısının 30 yıl içinde insan nüfusunu geçeceğine kesin gözüyle bakılıyor.”
Bu, aşırı sallama olmuş. 30 yıl sonra Dünya nüfusu 8,5-9 milyar olacak. Yılda 300 milyon robot üretimi, bu olanaklarla mümkün değil.
“… gelecek 7 yıl içinde en fazla tehdit altında olan mesleklerin başında, çağrı merkezi çalışanları, şoförler, pazarlamacılar, hakemler, sekreterler, yönetici asistanları, hizmetçiler, temizlikçiler, fabrika işçileri ve gişe görevlileri geliyor.”
Her türü tekdüze, yinelenen, vd türden işi robotlar daha kolay yapıyor. Robotlar ilkin temizlik alanına girmişlerdi. Dolayısıyla bu, doğru bir öngörü.
“… sanayide kullanılan robotların sayısı ise, 2 milyonu bulmuş durumda. 3 yıl içinde bu sayıya en az 1 milyon daha eklenecek.”
Görüldüğü gibi, yıllık sayı 300 bin küsur civarında artıyor, 300 milyon değil.
Haberde ve diğer makalelerde de, bir türlü açıklanmayan asıl dert-durum şu:
Diyelim bir temizlik robotu, kaç kişiyi işsiz bıraktı ortalamada? Vardiya üzerinden 3 mü, daha mı az, daha mı çok?
Artı:
Bir robotun çalışma yaşamı kaç yıl veya toplamda kaç iş saatı? Bir insanın 25 yıllık çalışma saatını geçti mi örneğin?
Tabii ki bir de maliyet durumu var:
Bir ileri teknoloji şirketi, aylık 25 dolar asgari ücret olan Vietnam’daki fabrikalarındaki işçileri işten çıkarmıştı. Demek ki robotlar daha ucuza geliyor: Sonuçta, robotlar hastalanmazlar, grev yapmazlar (en azından şimdilik öyle), şu bu.
Robotların gayrı-insani olduğunu savunanlara, aynı tartışmanın 1. Sanayileşme başında da yaşandığını, o zamanki işçilerin makine parçaladığını anımsatalım. Ama insanlık makinalaştı sonuçta. Şimdi de, 2. Sanayileşme ile robotlaşacak.
Bunun sonu, limit 0 saat mesaiye gidiyor ama bunu gören yok henüz.
Bu bir ütopya mıdır, distopya mıdır, ayrı konu ama mesanin koşullarının (özellikle günde 3 saat yolun) insanlık-dışı bir yaşam tarzı verdiği kesin.
Robotlaşan 1. Dünya ve onların nüfusu da azalıyor zaten. 1. Dünya’daki 350 milyon kişilik ve % 10-15’lik göçmen nüfusun, bu gidişten asıl zararı göreceği kesin. Vasıfsız işleri onlar yapıyor ve bundan sonra o işleri robotlar yapacak çünkü.
O zaman.
Ya o göçmenler Çin 1980-2015’teki gibi tek çocuk politikasına uyacaklar, ya fazladan her yıl 1 milyon işsiz kazanacaklar, ya da kazan kaldırıp 1. Dünya’yı yakıp yıkacaklar
Biz, 3. şık olur, diyoruz.
Herkesin fikri o ama fikrin zikri bir türlü gelmemiş, biz zikrettik baştan.
Dipnot:
İsviçre’nin vatandaşlarına bedavadan ayda 3 bin avroluk maşa bağlama referandumunda yarıdan çok ret oyu çıkması ve Norveç’in 1 trilyon dolarlık bir fonu doğmamış çocukların geleceğine ayırması, konunun ekonomik artı-değer bölümüne ilişkin ön-veriler.
Tabii İsviçre’nin bankasal ve Norveç’ün petrolsel birikmiş artı-değeri, sanal yatırım alanında var olduğu için, reel olarak bir anda sıfırlanabilir. Bu da, ayrı bir konu.

(15 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: