Çarşamba, Ekim 11, 2017

Aydın Selcen İronisi: Japon Kale Orji Diyememek



Selcen’in bilerek ve bilmeyerek yaptığı ironi beni çok güldürdü:
Triello ve japon kale maç deyimini birarada olarak, son 12 yılda internette benden başka kullanan yok. Demek ki uzman abilerimiz, hafiften sağa sola bakmaya başlamışlar. Selcen, japon kale orji diyememiş ama bir de herkesin yitirdiği savaş momentine henüz gelmemiş. Dünya Sistemi’nin tarihin çöküş dönemlerini de hala okumamış. Eh, ömrü yeterse, onları da yapar. Bu da bir şeydir sonuçta.
Onun öyle göstermediği ama öyle olan, sanatın ve kurmacanın, savaşı gerçeklerden daha iyi modelleyebileceği ve çözümleyebileceği durumu var ortada. Öyle olmasaydı, savaş oyunları oynanmaz, harekatlar her yıl yapılmazdı zaten.
Bundan sonra, onun haritasına bakacağız:
Selcen’in söylemediği bir şey var o haritada:
Müslim’ciler veya Öcalan’cılar, bundan sonra Hatay’a biraz zor geçerler bu kurt kapanı ile.
En büyük bölge Türkler’de, sınır bölgesi üstelik.
Tam bilmiyoruz ama en ateşaltı bölge orası, deniyor.
Türkler, oraya IŞİD için değil, Müslim (ve PKK faktörleri) için girdiler, bu kesin.
Not: Irak Başika’dan Türk askerlerinin çekildiğine ilişkin bir bilgi de yok elde. Ne ABD, ne de Rusya, böyle bir ikili durumda değil, eğer bu durum, hala öyleyse.
Çok basit:
Eğer TC, batıdan doğuya, doğudan batıya ilerlemeye başlarsa, ortalığı düzleye düzleye gider. Çok zayiat verir ama gider yine de. Sonuçta, muhtemelen IŞİD güçleri hakkında diğerlerinden daha fazla malumata sahip. Bir de birçok kabile var ortalıklarda.
İşte o nedenle biz, olay japon kale orjiye dönecek diyoruz. Evet, TC ordusu ve birlikleri arkadan da vurulacak. Zaten biz, dost ateşinden de epeyi zayiat bekliyoruz: Hem Türk Türk’e, hem Yanki Türk’e, hem de Rus Türk’e dost ateşi olarak.
Türkiye savaşmayı unutmuştu. 34 yıldır da ancak öğreniyor amcası.
Şimdi bu noktada Selcen, yapmaması gerekeni yapıp, pozisyon alıyor ve bağlanıyor: Seçtiği barış şıkkı hesapça ama kendisi petrol şirketi yöneticisi statüsünde aynı zamanda, yani durumda çıkarı var ve tarafsız olamaz bizce.
Biz, pozisyon almıyoruz ve bağlanmıyoruz. Ne TC ordusunu, ne de herhangi bir lümpen 4. Dünya halkını veya hegemonu tutmuyoruz.
Biz, (gelecekbilimcilikten gelme) felaket yöneticisiyiz:
Felaket olmadan önlemeye çabalarız.
Felaket sırasında analiz yaparız ki o an bu an.
Felaket bitiminde de, patolojik-kayıpsal analiz yaparız ki gelecek için ders alınacak bir veri tabanı oluşsun. Yoksa, aynı hatalar hep yapılır ki maalesef yapılıyor da.
Haziran 2015 momentinden beridir Türkiye, kendini savaş alanına ve felaket ortamına sürdü. Ölü sayısı belli, diğer zayiatlar belli. Savaşın kuralsız savaş olduğu saptaması 11 Eylül 2001 momentli, o nedenle kimse bundan yakınmasın. Sonuçta ne ABD, ne de AB, ne halt yediğini bilmeden Arap Baharı’nı başlattı, sonuca bakın: Rezalet: Az da olsa yumurtlayan tavuğa önce tecavüz et, sonra öldür, sonra etini mundar et: Hegemonluk bu değil herhalde.
“Anlaşılan ve Genelkurmay Başkanı Akar ile MİT Müsteşarı Fidan’ın üzerinde çalıştıkları harita fotoğrafının bir yandan basına servis edilip, bir yandan söz konusu haritanın buzlanmasından kanaatimi kuvvetlendiren o ki Türkiye’ye düşen görev, doğudaki karayolu hattıyla Hatay sınırı arasındaki bölgeyi güvence altına almak. Demiryolundan doğuya kalan kısım ise, İran destekli rejim güçleri ve onlara tabi olacak direnişçilerin bölgesi. İki hat arası ise, buraya ya kendileri gidecek, ya tıkılacak HTŞ ve sair El Kaide türevi unsurların doluşacağı avlak. Açmaz ise, ikinci bir Doğu Halep’e dönmesi istenmeyen Idlip vilayet merkezinin akıbeti.”
Kendisi dahil, kimsenin sivilleri düşündüğünü filan söylemesin Selcen burada. Daha önce yapılanlar belli. Kürt sivillere karşıki PYD tavrı da belli: TC’den destek almışlardı.
Verilen kalan nüfus doğruysa, binlerce ölü olacağı belli bu seçenekte. 1 milyona yakın göçmen de olacağı kesin. Bunların hepsinin daha önce de olduğu kesin.
Görüşme masasında eğer bir şeyler çözümlenseydi, onlarca görüşme masası oldu, çözümlenirdi. Çözüme varamıyor taraflar, çünkü çözüm yok.
Selcen’in bildiği ve söylemediği bu.
Zemberek attı ve çığ düşecek. Kıyım, yıkım, vd gelecek.
Biz de patolojik-kayıpsal analiz yapacağız yine.
Görülen odur.

(11 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: