Cuma, Ekim 20, 2017

Ceyda Karan Değillemesi: Savaşı Anlamamak

Yıllar önce, Eski Yugoslavya Türkiye’ye savaş ilan ettiğinde, uluslararası politika akademisyeni Şule Kut’a sormuştum.
“Savaş hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Ne demişti, biliyor musunuz?:
“Savaş, uluslararası politikanın konusu değildir.”
Çenem düşmüştü aymazlığı karşısında…
O nedenle, Karan’ın aymazlığı karşısında çenem düşmedi.
Durumu anlamıyor, anlamadığını da anlamıyor. Bilmez, bilmediğini bilmez, durumu yani…
En tersinden ve makrosundan başlayayım:
“… ama bölgede derin stratejik hesap yapan birileri varsa eğer, onlar Rusya ve İran.”
Peki ama onlarla birlikte hareket eden Türkiye, neden hesap hatası yapmış oluyor?
Karan dahil, kimsenin dikkat etmediği yeni bir gelişme oldu. Şöyle ki:
“Devlet Başkanı Şi Cinping, Çin Komünist Partisi kongresine seslendi. Çin'in diğer ülkelere alternatif bir model sunduğunu söyleyen Şi, "Çin için, sahneye çıkma zamanı" dedi.”
Hah, şimdi tam sıçtık:
Çin, Dünya sahnesine çıkıyor. En son Suriye açıklarında, eski Varyag, yeni Çin uçak gemisi ile ortaya çıkmıştı. Sonrası, atom bombası mı olur, danışmanlar mı, onu henüz bilemeyiz tabii ki. Bence hepsi olur ve olacak da.
Devam:
“Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde 25 Eylül’deki bağımsızlık referandumu ile Kürtler’in ayrı devlet kurmak için canlanan umutları, aniden tersine dönüverdi. Bağdat’taki federal yönetimin petrol sahaları dahil, kilit bölgelerde kontrolü yeniden tesisi, bağımsızlık ilanını tümden manasızlaştırdı.”
Kısa yorum:
Zaten manasızdı.
“Mesud Barzani yönetiminin yanlış hesap yaptığı ortada. Bunda büyük payı olan Türkiye’nin hali farklı mı? Ankara şimdi ‘biz sizi ikaz etmiştik’ demekte. Hatta benzeri bir milliyetçi damardan ‘Kerkük’te ne işiniz var?’ diye sormakta. Mesele şu ki, bu esip gürlemelerin manası tartışmalıyken, Türkiye’nin hesap-kitap halleri de haddinden fazla karışık.”
Yanlış hesap, doğru hesap yok.
Yanlış uygulama, doğru-geçerli uygulama var.
Dene-yanıl-gör ve mümkünse düzelt, var.
İdlib’de ve Başika’da TC var. Bunun neresi yanlış? 1,5 yıldırki AKP doğrudan savaş politikasının neresi yanlış? Askeri açıdan yani. Amaç, AKP’nin iktidarda kalması ve imkansız sayılanı becerip, kaldılar da zaten. Psikopatça doğru ama zaten rasyonalizmin gömüldüğünü rasyonalistler bile ilan etti çoktan.
Bildiğimiz savaş, bildiğimiz şehit, bildiğimiz gazi, bildiğimiz Niyazi.
3 günde, kaç Kürt, kaç Arap, kaç Türk Niyazi oldu, açıklandı mı?
Hayır.
Karan biliyor mu bunu peki?
Hayır.
Ama cavcav ediyor işte.
“Ankara, Barzani referanduma giderken, fazla ses etmedi.”
Oha lan. Savaş nedeni saydı. Daha ne yapacaktı? Kerkük’e mi girecekti?
“Ne petrol akışı, ne para transferi durduruldu, ne de sınır kapatıldı.”
Hepsi de, açıkseçik olarak yapıldı. Barzani’nin 75 milyar doları bizdeymiş, onu da öğrendik bu arada, o para şimdi dizde top sektirmede. Karan, bu konuyu neden hiç yazmadı acaba? Madem bu konuyu o kadar biliyormuş…
“Ankara, Erbil’de inşa ettiklerini terk edip bir sene önce ‘kalibremizde değilsiniz’ diye çıkıştığı Bağdat’a yüzünü döndü.”
Hala aynen öyle. Irak’ın Barzani’yi dövmesini seyrettiler resmen. Kendileri de Idlib de aynı konumda ama keser döner sap döner: O konu, sema da döner, semah da döner… TC, resmen Rusya uçağı düşürdü yahu, hangi NATO ülkesi bunu yaptı?
“Peki, bunlar derin stratejik hesapların sonucu mu? Pek öyle görünmüyor.”
Feci öyle görünüyor ama ne MİT’te, ne Bakırköy’de / Manisa’da bunu becerecek psikopat yok bildiğim kadarıyla. Birilerinden kopya çekiyor AKP’li kadro… Ya da psikopat ithaline geçtiler. Her ikisi de olabilir bence.
Karan gibilerin hatası, savaşlarda normal zihniyetle düşünmelerinde saklı, Dünya’yı bizim gibi psikopatlar yönetiyor oysa…
“ABD ve AB ile birden fazla tema üzerinden ‘papaz olmuş’ Ankara, belli ki, Rusya ve İran ile yürüttüğü Astana sürecinin ne getirip ne götüreceğini hesaplamaktan yoksun.”
Asıl tersi geçerli. Karan, şunu kendine sorsun bir:
SSCB, 1947’de TC’yi işgal etseydi, 2013 TC’den daha mı kötüsü olurdu, daha mı iyisi?
Tüm toplam için konuşuyorum. Bence daha iyi olurdu. Baltık üçlüsü için bakınca öyle en azından.
Karan için yinelenen not:
2005 sonrasında diyeyim, uluslararası politika konusunda hep hanımlar yazar oldu gazetelerde ve köşelerde. Tamamına yakınının arkasında da bir eş, bir baba, vd vardı. Bunu genellemiyorum ve tekil bir hanımın gerçekte geçerli ve psikopatça ama realist savaş yazıları yazabileceğine eminim. Bunu, Ulrike Meinhof’un kuramsal-savaş yazılarını okumadan önce de böyle yazdım, sonra da… Rosa desen, zaten hep elde var bir idi.
Yani:
Kadınların erkeklerin arkasında / arkasına saklanmasına gerek yok ki zaten biz psikopatlar bunu yemiyoruz. Çıkın meydana. Savunun tezlerinizi. Yanılan özeleştiri yapsın.
Yani, Karan’dan anında özeleştiri bekliyorum: 10’da 0 çekti bilader.
Dipnot:
Birden ayırsadım ki savaş notlarımda, Troçki’nin Balkan Savaşı günlüğünün antitez(ler)ini yazmaktayım. Bu da burada not olarak dursun. Ülkü 100 – Troçki 0, bu arada… Kronstadt’tan ve Makhno’dan ders alan bir anarşistimdir de bendeniz…

(20 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: