Ekşi’nin
ezeli-ebedi ergenlerinden birinin sorusu bu.
En
baştan en ağır yanıtı verelim, alıntıyla:
“mesela,
senin şimdi 3000 lira aylık gelirin var.
her sene
gidip, iphone'un son modelini 48 taksitle alıyosun.
ihtiyaç
kredisi çekip, son model bi araba çekiyosun altına.
ev
olmadan olmaz, 120 ay vadeli konut kredisi çekip, bi de ev alıyosun güzelinden
içini de bi güzel döşüyosun.
sonra bi
bakıyosun, aylık maaşın komple kredilere taksitlere gidiyo, ee bu evin mutfağı
var, karnının doyması lazım, bu sefer kredi kartına abanıyosun, kartın limiti
her ay yukarı zorlanıyor.
sonra
doğal olarak, 3000 lira maaşın komple borçlara gitmeye başlıyor ama yine de
kapatamıyorsun, bi yerden sonra faiz binmeye başlıyor.
bu sefer
her ay faiz ödemeye başlıyosun, maaşın komple faize gidiyor.
Sonra,
sen çok bunalıyorsun, ehhh, sikerim yapacağınız işi, ödemiyorum amına koyum,
diyosun.
tam bu
noktada, icra memurları devreye girerek, götündeki don da dahil olmak üzere,
her şeyine el koyuyorlar.
sonuç
olarak, belki çocuklarının bile -seve seve- ödemek zorunda kalacakları bir borç
kalıyor geride.
bre
cahil sürüsü, bre çomar sürüsü, size yıllarca anlatmadık mı? üretmeden borç
alarak bu iş yürümez, sadece beton dikerek yol dikerek bu iş olmaz, yapmayın etmeyin
demedik mi uyarmadık mı?
sen bize
çapulcu demedin mi, vatan haini demedin mi? bizi dinlemedin, bu işin uzmanı
insanları sallamadın, her şeyi sen biliyordun.
şimdi
sonuç olarak geldiğin nokta, türkiye dış borcunu ödemese ne olur he mi?
yine
dinlemeyeceksin ama ben söyliyim, sadece senin değil, çocuğun ve belki de torunun,
o borcu "seve seve" faiziyle birlikte ödemek zorunda kalır. ne güzel
dünya lan? yerken her şey güzel, ödemeye gelince, ödemiycem. hadi lan ordan...”
34
yıllık öykünün özeti budur, 3 kuşağı içerir.
100 bin
liralık eve 3000 bin lira borçlanıldı, 1 milyon adetten çok. 200 dolarlık
telefona, marka diye, 999 dolar borçlanıldı, 100 milyon adetten çok. Son model
arabaya 40 bin dolar borçlanıldı,1 milyon adetten çok. Şu an 3 milyon kişi
icrada.
Den den
de den den…
Ancak,
Türkiye’nin özel ve tüzel tüm borçlarının listesi yapılamaz durumda, ancak
kabaca izleyebiliyoruz:
Kabaca
liste, Ekim 2017, milyar dolar:
Yatırım
borcu: 462
Kişi
borç: 137
Özel: 413
Devlet: 066
Borsa: 154
Reel: 137
Banka: 132
Kabaca:
1,5 trilyon dolar. (Bunlar anapara, öncekilerin faizleri hesaba dahil değil.)
2
trilyonluk KİT’ler gitti.
2
trilyonluk israf mal (ithal araba, lüks cep telefonu, vd) gitti.
Yani:
Eksiğiyle
fazlasıyla, ölenler dahhil, 34 yılda 100 milyon kişi, 5,5 trilyonu çöpe attı.
Adam başı 55 bin dolar eder.
Ödememek
veya ödememek mi?
Osmanlı’ya
bakalım:
1940-1950
arasında İnönü TC’si, 2. Dünya Savaşı’ndaki Ab ülkelerine, varolan borcunun
üçte birini ödeyerek borcunu bitirdi. Bu da, DP’nin yolunu açtı. Çünkü İnönü, o
borcu ödemek için, (1938-1950) 12 yılda 0 ekonomik büşüme yarattı. Sonra
Menderes-DP geldi, asıl ilk TC borçları yapıldı. Menderes, 0. Liberalizm idi.
Özal 1., Çiller 2., Erdoğan 3. Oldu.
Biraz
tarih dersi alalım yani.
Tabii ki
TC, son kalan bölümün üçte birini ödedi. 1860-1940 arasında hepsini ödedi ama.
O borçların tümü, Osmanlı’nın batmasına gitti. Şimdi de, 5,5 trilyon 1. Cumhuriyet’in
batmasına gitti.
Biz de
bu döt, bu domalma, bu ‘semer vur’ tipi eşeklik oldukça, daha çok mikiliriz.
Peki, TC
hiç öde(ye)mezlik yaptı mı?
Yaptı.
Demirel
zamamında 70 sente muhtaç kaldık.
1970’lerde
birkaç kış kaloriferler yanmadı.
2001
krizinde memur maaşları, Japonya’nın 1999 Depremi yardımlarıyla ödendi.
Vd, vb,
vs…
Yani
yine yeniden:
Emekli
maaşları ödenmeyecek, ilaç masrafları ödenmiyor zaten.
1880’de
bu ülkede ekmeksizlikten insanlar öldü, ekmek 1 yerine, 17 lira oldu (oransal
olarak). 1915’te Erzurum’a bebek cesetleri kasapta et diye satıldı.
Gerçeğin
kutbuna hoşgeldiniz. Kıçınız donar inşallah. Birbirinizi yersiniz inşallah.
Taktığımın
Ekşi ergenleri…
(26 Ekim 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder