Cuma, Ekim 27, 2017

Türkiye Borcunu Ödemezse Ne olur?

Ekşi’nin ezeli-ebedi ergenlerinden birinin sorusu bu.
En baştan en ağır yanıtı verelim, alıntıyla:
“mesela, senin şimdi 3000 lira aylık gelirin var.
her sene gidip, iphone'un son modelini 48 taksitle alıyosun.
ihtiyaç kredisi çekip, son model bi araba çekiyosun altına.
ev olmadan olmaz, 120 ay vadeli konut kredisi çekip, bi de ev alıyosun güzelinden içini de bi güzel döşüyosun.
sonra bi bakıyosun, aylık maaşın komple kredilere taksitlere gidiyo, ee bu evin mutfağı var, karnının doyması lazım, bu sefer kredi kartına abanıyosun, kartın limiti her ay yukarı zorlanıyor.
sonra doğal olarak, 3000 lira maaşın komple borçlara gitmeye başlıyor ama yine de kapatamıyorsun, bi yerden sonra faiz binmeye başlıyor.
bu sefer her ay faiz ödemeye başlıyosun, maaşın komple faize gidiyor.
Sonra, sen çok bunalıyorsun, ehhh, sikerim yapacağınız işi, ödemiyorum amına koyum, diyosun.
tam bu noktada, icra memurları devreye girerek, götündeki don da dahil olmak üzere, her şeyine el koyuyorlar.

sonuç olarak, belki çocuklarının bile -seve seve- ödemek zorunda kalacakları bir borç kalıyor geride.
bre cahil sürüsü, bre çomar sürüsü, size yıllarca anlatmadık mı? üretmeden borç alarak bu iş yürümez, sadece beton dikerek yol dikerek bu iş olmaz, yapmayın etmeyin demedik mi uyarmadık mı?
sen bize çapulcu demedin mi, vatan haini demedin mi? bizi dinlemedin, bu işin uzmanı insanları sallamadın, her şeyi sen biliyordun.
şimdi sonuç olarak geldiğin nokta, türkiye dış borcunu ödemese ne olur he mi?
yine dinlemeyeceksin ama ben söyliyim, sadece senin değil, çocuğun ve belki de torunun, o borcu "seve seve" faiziyle birlikte ödemek zorunda kalır. ne güzel dünya lan? yerken her şey güzel, ödemeye gelince, ödemiycem. hadi lan ordan...”
34 yıllık öykünün özeti budur, 3 kuşağı içerir.
100 bin liralık eve 3000 bin lira borçlanıldı, 1 milyon adetten çok. 200 dolarlık telefona, marka diye, 999 dolar borçlanıldı, 100 milyon adetten çok. Son model arabaya 40 bin dolar borçlanıldı,1 milyon adetten çok. Şu an 3 milyon kişi icrada.
Den den de den den…
Ancak, Türkiye’nin özel ve tüzel tüm borçlarının listesi yapılamaz durumda, ancak kabaca izleyebiliyoruz:
Kabaca liste, Ekim 2017, milyar dolar:
Yatırım borcu: 462
Kişi borç:        137
Özel:               413
Devlet:            066
Borsa:              154
Reel:                137
Banka:             132     
Kabaca: 1,5 trilyon dolar. (Bunlar anapara, öncekilerin faizleri hesaba dahil değil.)
2 trilyonluk KİT’ler gitti.
2 trilyonluk israf mal (ithal araba, lüks cep telefonu, vd) gitti.
Yani:
Eksiğiyle fazlasıyla, ölenler dahhil, 34 yılda 100 milyon kişi, 5,5 trilyonu çöpe attı. Adam başı 55 bin dolar eder.
Ödememek veya ödememek mi?
Osmanlı’ya bakalım:
1940-1950 arasında İnönü TC’si, 2. Dünya Savaşı’ndaki Ab ülkelerine, varolan borcunun üçte birini ödeyerek borcunu bitirdi. Bu da, DP’nin yolunu açtı. Çünkü İnönü, o borcu ödemek için, (1938-1950) 12 yılda 0 ekonomik büşüme yarattı. Sonra Menderes-DP geldi, asıl ilk TC borçları yapıldı. Menderes, 0. Liberalizm idi. Özal 1., Çiller 2., Erdoğan 3. Oldu.
Biraz tarih dersi alalım yani.
Tabii ki TC, son kalan bölümün üçte birini ödedi. 1860-1940 arasında hepsini ödedi ama. O borçların tümü, Osmanlı’nın batmasına gitti. Şimdi de, 5,5 trilyon 1. Cumhuriyet’in batmasına gitti.
Biz de bu döt, bu domalma, bu ‘semer vur’ tipi eşeklik oldukça, daha çok mikiliriz.
Peki, TC hiç öde(ye)mezlik yaptı mı?
Yaptı.
Demirel zamamında 70 sente muhtaç kaldık.
1970’lerde birkaç kış kaloriferler yanmadı.
2001 krizinde memur maaşları, Japonya’nın 1999 Depremi yardımlarıyla ödendi.
Vd, vb, vs…
Yani yine yeniden:
Emekli maaşları ödenmeyecek, ilaç masrafları ödenmiyor zaten.
1880’de bu ülkede ekmeksizlikten insanlar öldü, ekmek 1 yerine, 17 lira oldu (oransal olarak). 1915’te Erzurum’a bebek cesetleri kasapta et diye satıldı.
Gerçeğin kutbuna hoşgeldiniz. Kıçınız donar inşallah. Birbirinizi yersiniz inşallah.
Taktığımın Ekşi ergenleri…

(26 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: