Pazartesi, Ekim 23, 2017

Economist: PYD'nin Kürt muhaliflere de tahammülü yok

Aslında çok daha geniş kapsamlı analizler içeriyor metin:
"İngiltere'de yayımlanan haftalık ‘The Economist’ dergisi, son sayısında, Suriye'nin Rakka kentini Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünden geri alan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) bölünebileceğini yazdı, "Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) baskıcı yönetimine" dikkat çekti.
Dergiye göre bu durum uzun vadede, "IŞİD'i doğuran (biçimde) yeni bir Sünni Arap yabancılaşmasına da neden olabilir".
IŞİD'in 2014'teki "halifelik" ilanına atıfla, "halifelik sonrası Kürtler"in değerlendirildiği yazıda, Rakka'nın IŞİD'den geri alınmasının, SDG’nın nasıl son birkaç yıldaki en etkin Amerikan destekli güç olduğunu gösterdiği belirtiliyor.”
Bizce en önemlisi, IŞİD’in devamını /ardılını getirecek koşulların yaratıldığı, tıpkı daha önce IŞİD’i veya El Kaide’yi yaratan koşulların yaratıldığı gibi.
PYD / YPG ise, çakma-yeni bir güç. PKK olmadan, ne kadar varlığını sürdürebilir, ayrı konu.
Burada önemli olan konu, ne Araplar’ın, ne de Kürtler’in Suriye’de demokrat falan olmadıkları. Türkler, 70 küsur yıldır beceremedi bunu, onlar 2 yılda mı becerecekler?
“… bölgenin otokratik yöneticileri, bir tür baskıyı bir diğeriyle değiştirmeye niyetli görünüyor. Son birkaç yılda Kürt milisler, Kuzey Suriye genelinde onlarca Arap köyünü dümdüz etti veya boşalttı. Ayrıca yüzlerce kişiyi SDG saflarında askere aldılar. BM, askere ya da gözaltına alınma korkusu yüzünden, ülke içinde yerlerinden olmuş mültecilerin kaldığı kamplarda genç Arap erkeklerin çok az olduğunu söylüyor.”
Kör tutuğunu öpüyor. Kim kimi yakalarsa yani: Geçmişte Arap Kürt’ü yakalamıştı, şimdi Kürt Arap’ı yakaladı.
"PYD'nin diğer Kürtlerin muhalefetine de tahammülü yok. Geçen Mayıs'ta PYD'nin polis gücü Asayiş, Kamışlı'daki muhalefet partilerinin ofislerini bastı ve onlarca aktivisti tutukladı. Aktivistler, yarım milyona yakın Kürt'ün PYD'nin hâkimiyeti altında yaşamak yerine komşu ülkelere kaçtığını söylüyor."
Yakında, babaları PKK gibi, vur emri de vermeye başlarlar. Kılavuzu karga olan, durumu yani.
“… bazı yerel Kürt yetkililerin PYD'nin kendi yönetimindeki alanlarda kullandığı yeni bir müfredatı önerdiğini vurgulayan dergi, yeni müfredatın fazla siyasi olduğunu, PYD'nin sol dünya görüşünü yansıttığını ve herhangi bir resmi üst kurul tarafından onaylanmadığını aktarıyor.2
Kürtler, solcu olamazlar, çünkü burjuva olamazlar, kentli olamazlar. Son 26 yıldır olamadılar bile değil, denemediler bile yani.
“Economist, bu durumun SDG içinde de bölünmelere yol açabileceğini ve binlerce Arap'ın çoktan diğer güçlerin saflarına geçtiğini yazıyor.”
SDG, bir ara ÖSO idi. Yine adı değişir. Onlarca kabile / grup, toplama giriyor, çıkıyor, kaçıyor, göçüyor, geri geliyor, şu bu.
"(Erdoğan) Görünüşte cihatçı gruplarla savaşmak için İdlib bölgesine asker konuşlandırdı. Asıl hedef Kürtler olabilir. Irak Kürtlerinin bağımsız bir devlet hayallerini gerçekleştirmeyi başaramayabileceği gibi, Suriye'deki akrabalarının kendi özerklikleri, daha da kısa ömürlü olabilir."
Niyet okumaya gerek yok, bunu Erdoğan zaten kendi ağzıyla söyledi.
Sorun, Erdoğan’ın kaprislerinin 20 bin genç Türk ölüsüyle ödenecek olmasında.Bunun da, artık engellenebilirliği veya önlenebilirliği kalmadı.
Sonuç, toplam, derleme, çıkış:
Şaşırtıcı, ir ABD kaynağı herşeyi olduğu gibi yazmış. Tamam, ABD’ye fatura çıkarmamış ama buraya kadar tüm bunların faturası ABD’de. Rusya’nın faturaları, 2 yıl sonra filan çıkmaya başlayacak.

(22 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: