Pazar, Ağustos 13, 2017

Bilgi mi, Devlet mi?

Tabii ki bilgi.
İster tümdengelimle, ister tümevarımla. İster ahlaken, ister deneyimle. İster yangında ilk kurtarılacak şey ile, ister olunacak kitap ile.
Bu soru; tarihin çöküş zamanlarında, herhangi bir sınıfa, iktidar odağına bağlanmayabilecek, az, yarım veya tam özgürlüklü ve özgürlükçü aydının karşısına muhakkak çıkar. Benim de çıktı.
Ben de yanıtladım işte:
1963’ten 2017’ye kadar devlet, benim için zaten yoktu: Allah’a, babaya, devlete hiç itaat etmedim, karşısına çıkıp da nara filan da atmadım, ortadan kayboldum genelde. Sonra, gerçekten devletin yokluğunu gözlemeye ve yaşamaya başladım ve konuyu irdeleyen metinler yazdım ve yayınladım. Orada ikirciklilik yok, uygulama-pratik veya tutum-davranış karşıtlığı, aykırılığı, farklılığı var. Olsun, olabilir de, oldu da.
Devlet-bilgi karşıtlığı için, tarihte güzel bir örnek vakalar silsilesi var:
Ünlü İskender, Persler’e karşı ‘39 Harami’ fıkrasını uygulayıp da, ‘dağıtırım lan Persepolis’i deyip, dağıtıp, işgal ve istila edip, onlarca İskenderiye kurup, 1’ini asıl-bugünkü-Mısır’daki İskenderiye’de kurup, onu bir de kütüphaneleyip, Persepolis’te bir Pers gibi yaşamaya başlayınca, eski hocası Aristo’nun da dahil olduğu önesürülen bir ekip, onu acilen öte yana postaladı.
Antik Yunan tavanı, İskender ile birlikte çökünce, aradan 100 yıl falan geçince, Eratosthenes nam bir yiğit çıktı. Dünya’nın çevresini ilk hesaplayan kişi oldu. İskenderiye Kütüphanesi müdürü ve (Yunanistan’da değil), Mısır’da olarak ama (Koptça değil) Eski Yunanca yazarak.
Bu bilgi tüm Dünya tarafından, (MÖ 200 – MS 1600 arasındaki) 1.800 yıl boyunca inkar edildi. MS 1.600 gibi de, haritalama ve Dünya turu için kullanılır oldu.
O bilgi toplu bilisizlikte hep kaldı ama o sürede, Makedonya’dan ve Mısır’dan ise birçok devlet geldi geçti. Demek ki zaten devlet bitiyor, bilgi sürüyor. Tarih böyle söylüyor çünkü.
Dolayısıyla sorumuz aslında şu olmakta:
Devletin hangi çökmesi, bilginin kim tarafından, hangi ve nasıl aktarımı / saklanımı / korunumu?
İşte, Yeni Orta Çağ’ın problematiği budur, en az 100 yıllığına, 2000-2100 arası için.

(10 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: