Alıntı
ve not düşmek babında, yayınlamak babında değil:
“… 2017
Türkiye'sinde, 1915, 1934, 1955, 1974 (Kıbrıs) veya 1978 (Süryaniler) gibi
yıllarda netleşen yağma kültürünün geri dönüş yapmış olup olmadığı…”
Buna
1922 mübadele, 1924 levant hristiyanları isyanı, 1946 varlık vergisi, 1965
azınlıklara mülk satışının yasaklanması ve bunların 1993-1995 gibi özel ve
tüzel talanı.
İlginç
bir durumlar toplamı veya panoraması:
80 yılda
10 dalga, 8 yılda 1 dalga eder. AKP iktidarı dönemi için 2 veya 3 dalga eder.
Talan
edenler hiç yargılanmayabiliyor, 1915 Kürt-Ermeni ilintisi gibi. (Durumu 2 Kürt
akademisyen, 2015 gibi 2 arı araştırmada yazdı.) Veya global hegemon güçlerce,
bu yaptıkları görmezden gelinebiliyor.
Talan
edenler veya sömürenler de talan edilebiliyor.
Yasalarla
talan olabiliyor ama talan edilenlerin devleti de onları korumuyor.
Ön-cumhuriyet
tarihçesinde çok fazla halk isyanı var.
Türk
denilenler, üstlendikleri 550’den beridirki
tarihleri boyunca, hep böyle olmuşlar.
1960-2010
arasında büyükkentlere gelen milyonlarca iç göçmenin sınıf atlayabilenleri,
binlerce kilometre karelik ormanı imha ettiler. Bunun halksal
yargılanabilirliği, uluslararası mahkemelerde bile hala mümkün değil. Tıpkı,
1915-Kürt talanı gibi.
Çıkış-saptama:
Durumun
çözümü yok artık.
Hiç var
mıydı?
Olabilir
miydi?
Not:
Osmanlı’da da ‘uçkuru çöz’ ve ‘talan et’ emri vardı.
(27 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder