Salı, Ağustos 01, 2017

Resmi Yağma Kültürü

Alıntı ve not düşmek babında, yayınlamak babında değil:
“… 2017 Türkiye'sinde, 1915, 1934, 1955, 1974 (Kıbrıs) veya 1978 (Süryaniler) gibi yıllarda netleşen yağma kültürünün geri dönüş yapmış olup olmadığı…”
Buna 1922 mübadele, 1924 levant hristiyanları isyanı, 1946 varlık vergisi, 1965 azınlıklara mülk satışının yasaklanması ve bunların 1993-1995 gibi özel ve tüzel talanı.
İlginç bir durumlar toplamı veya panoraması:
80 yılda 10 dalga, 8 yılda 1 dalga eder. AKP iktidarı dönemi için 2 veya 3 dalga eder.
Talan edenler hiç yargılanmayabiliyor, 1915 Kürt-Ermeni ilintisi gibi. (Durumu 2 Kürt akademisyen, 2015 gibi 2 arı araştırmada yazdı.) Veya global hegemon güçlerce, bu yaptıkları görmezden gelinebiliyor.
Talan edenler veya sömürenler de talan edilebiliyor.
Yasalarla talan olabiliyor ama talan edilenlerin devleti de onları korumuyor.
Ön-cumhuriyet tarihçesinde çok fazla halk isyanı var.
Türk denilenler, üstlendikleri 550’den beridirki tarihleri boyunca, hep böyle olmuşlar.
1960-2010 arasında büyükkentlere gelen milyonlarca iç göçmenin sınıf atlayabilenleri, binlerce kilometre karelik ormanı imha ettiler. Bunun halksal yargılanabilirliği, uluslararası mahkemelerde bile hala mümkün değil. Tıpkı, 1915-Kürt talanı gibi.
Çıkış-saptama:
Durumun çözümü yok artık.
Hiç var mıydı?
Olabilir miydi?
Not: Osmanlı’da da ‘uçkuru çöz’ ve ‘talan et’ emri vardı.

(27 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: