Çarşamba, Ağustos 09, 2017

Nuray Mert Negasyonu: Türkiye batmış vaziyette ama laikler için Darwin daha önemli

Cehalet ve eşleniği olan şey, Mert’i söyletmiş:
“Cumhuriyet'teki yazılarına son verilen Nuray Mert, açıklamalarda bulundu. Yaşadıklarının kendisine 28 Şubat dönemini hissettirdiğini belirten Mert, "Türkiye, batmış vaziyette. Ama bizim laik kesim için, 'Darwin mi dogma, yoksa başka bir şey mi dogma?' konusu, belli ki daha çok önemli" dedi.”
Gelelim Mert negasyonlarımıza:
Aynen öyle.
Çünkü, ancak o sayede Eratosthenes’in enlem-boylam bilgileri 1.800 yıl boyunca kullanılmadan, kapalı kapılar ardında saklanabil(ir)di. Önce kampüs duvarsız yapılan kampüs sitesi, o nedenle kitleden korunmak için, tıpkı bir kent suru gibi, tıpkı bir bilgi-kenti korur gibi duvarlarla çevrildi.
Sözü İstanbul düşerkenki melek tartışmalarına getireceğim derken, cehaleti kendisine başka şeyler söyletmiş.
Evrim konusu bir dogma değildir, bir kuramdır. Kanıtlanmış durumdadır ama bugünün o yarı-aydıncıkları, o evrim kuramını anlayacak beyne sahip değildir.
Evrimi laikler savunmazlar, bilimciler savunurlar, çünkü evrim dirimbilimseldir / bilimseldir ve bilim bilimcilerin işidir, çakma liberal demokrat köşe yazarlarının değil.
Tektanrılı dinlerle evrim kuramı çatışmayabilir veya inananlar böyle bir çatışmadan uzak durabilirler. Evrim kuramını kuranlar arasında, 3 tektanrılı dinden herhangi birine biat etmiş çok sayıda inanan da vardı.
Kendisi, tıpkı Ahmet ve Mehmet Altan gibi, yalnızca arkadan ve alttan sufle aldığı için, liberal demokrat yazar kisvesinde ama asla ve kata demokrat olmayarak ve asla bugünkü anlamında liberal olan bir demokrat olamayacağı için.
Şu anda tartıştığımız konu, gelmiş olan Yeni Orta Çağ’da bir yeni-entellektüelin hiçbir sınıfa bağlanmadan, (Fahrenheit 451’deki gibi) hangi kitap olabileceği veya olmayı seçeceği veya yangından kurtarılacak ilk neyin olacağına vereceği yönündeki karardır.
Devlet batmış veya kalmış, entellektüeli bağlamaz. Bağlanan entelektüel, İbn-i Sina veya İbn Haldun gibi, bağlandığı padişah öldükçe veya tahtını yitirdikçe, hapisten hapise yatay geçiş yapar. Ondan sonra da, İbn-i Sina gibi yaşayacak ülke bulamadığından yakınır. Sormaz ki yollardaki / tao’daki abdal kimdir, neden böyledir veya aşık veya zamandaşı Hallac-ı Mansur.
Mert, son bağlandığı kale-site-devlet düşünce, bi-iktidar kalıp, kapıkulu olacak kapı bulamayan kapı şeysi gibidir.
Liberal demokrat yazarlar, son iktidar tarafından maşa gibi kullanıldılar, daha doğrusu kendilerini kullandırdılar. İşleri bitince bir kenara atıldılar, şimdi de bunu kavrayamıyorlar. İzzet ikbal ve/ya o iktidar bitince, sudan çıkmış balık gibi oldular.
Mert de öyle.
Dipnot:
Dahaki metinlerde yazdık, burada özetleyelim:
Devlet batmaz, bir formu gider, bir formu gelir. Osmanlı gitti, 1. Cumhuriyet geldi örneğin. Şimdi de, 1. Cumhuriyet gitti ama 2.’si için zaman gerekli, dolayısıyla zaman fetret zamanı.

(10 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: