Ses bir
ki deneme, başkanınız konuşuyor, peeh peeh.
Tuhaf
bir durum ortaya çıktı:
Erdoğan
sürekli 2019 derken, açıkseçik olarak, 2018 için tüm partiler erken seçim için
start verdi.
Bu
koşullarda kendisi demiş ki:
"Tarihi
bir mücadele veriyoruz, hep birlikte galip çıkacağımıza inanıyorum. Hiç kimse
kerameti kendinde görmesin."
Son
cümleyi kendisine yineliyorum:
“Hiç
kimse, kerameti kendinde görmesin.”
Tamam
Erdoğan, tek adamlık bir lider ama
nereye kadar?
Her iki
15 Temmuz’u da gördük. % 50’nin bırak % 100’ünü, % 75’i bile değilmiş o oran.
Beleş sucukla, Taksim’e 100 kişi toplayabildiler ancak.
Erdoğan’ın
negatif faktörlerini sayalım:
Kentlerde
başıbozuklara silah verildi. Bu, denetlenemez bir sivil terör ve talan
demek. Tarihsel çöküş dönemleri de, bunun hep arttığını imliyor zaten. Halk
isyanı (rebel) ile kargaşa (riot) arasındaki tanım çizgisi, 5 bin yıldır belirgin
değil hala.
AKP’yi
‘reset’ etmek, teşkilatı ‘reset’ edebilmek demek değil. Yeni gelenler, yalnızca
ve yalnızca para yemek için geliyorlar ama artık deniz bitti, gemi karaya
vurdu. Bütçe, bu yılın ilk yarısında müthiş açık verdi. İşsizlik ve enflasyon,
gerçekte çok-çok daha yüksek.
Siyasi
iktidar; askeri, iktisadi, medyatik, entek desteklerini kuruttu. Kitle desteği
de, % 50’nin % 50’si diyelim.
Sorun,
tabii ki kargaşada: Ülkenin % 75’i, ne halt yiyeceğini bilemez durumda, buna
Kürtler dahil. Bu durumda, sürü dağılır gibi: Tarihsel istatistik öyle diyor.
Batı, şu
ya da bu biçimde AKP’nin ipini yavaş yavaş çekiyor. Sorun, çok yavaş
olmalarında. Belki de, AKP’lilerin CHP’ye imana gelmelerini bekliyorlardır,
kimbilir?
Şimdi,
bu durumda bu gemi, Erdoğan’ın istediği yöne gidemez, gitmiyor da zaten.
Ne yöne
gidiyor peki?
O
belirsiz işte.
Dümen tutmuyor artık.
(15 Ağustos 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder