Pazar, Ağustos 20, 2017

Erdoğan: Partideki değişim bir tasfiye harekâtı değildir

Ses bir ki deneme, başkanınız konuşuyor, peeh peeh.
Tuhaf bir durum ortaya çıktı:
Erdoğan sürekli 2019 derken, açıkseçik olarak, 2018 için tüm partiler erken seçim için start verdi.
Bu koşullarda kendisi demiş ki:
"Tarihi bir mücadele veriyoruz, hep birlikte galip çıkacağımıza inanıyorum. Hiç kimse kerameti kendinde görmesin."
Son cümleyi kendisine yineliyorum:
“Hiç kimse, kerameti kendinde görmesin.”
Tamam Erdoğan, tek adamlık bir lider ama nereye kadar?
Her iki 15 Temmuz’u da gördük. % 50’nin bırak % 100’ünü, % 75’i bile değilmiş o oran. Beleş sucukla, Taksim’e 100 kişi toplayabildiler ancak.
Erdoğan’ın negatif faktörlerini sayalım:
Kentlerde başıbozuklara silah verildi. Bu, denetlenemez bir sivil terör ve talan demek. Tarihsel çöküş dönemleri de, bunun hep arttığını imliyor zaten. Halk isyanı (rebel) ile kargaşa (riot) arasındaki tanım çizgisi, 5 bin yıldır belirgin değil hala.
AKP’yi ‘reset’ etmek, teşkilatı ‘reset’ edebilmek demek değil. Yeni gelenler, yalnızca ve yalnızca para yemek için geliyorlar ama artık deniz bitti, gemi karaya vurdu. Bütçe, bu yılın ilk yarısında müthiş açık verdi. İşsizlik ve enflasyon, gerçekte çok-çok daha yüksek.
Siyasi iktidar; askeri, iktisadi, medyatik, entek desteklerini kuruttu. Kitle desteği de, % 50’nin % 50’si diyelim.
Sorun, tabii ki kargaşada: Ülkenin % 75’i, ne halt yiyeceğini bilemez durumda, buna Kürtler dahil. Bu durumda, sürü dağılır gibi: Tarihsel istatistik öyle diyor.
Batı, şu ya da bu biçimde AKP’nin ipini yavaş yavaş çekiyor. Sorun, çok yavaş olmalarında. Belki de, AKP’lilerin CHP’ye imana gelmelerini bekliyorlardır, kimbilir?
Şimdi, bu durumda bu gemi, Erdoğan’ın istediği yöne gidemez, gitmiyor da zaten.
Ne yöne gidiyor peki?
O belirsiz işte.
Dümen tutmuyor artık.

(15 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: