Cumartesi, Ağustos 26, 2017

Bülent Uluer Hiç Ayamamış

2013’te Habertürk’te Kürşad Oğuz’la konuşmuş:
4 konu:
Askerin gücü:
“Bir gün babam “Otur bakayım” dedi, “Polislerin ayakkabısını gördün mü?” Evet baba, dedim. “Nasıldı” dedi. “Benimki gibi”, dedim. “Benimkine bak” dedi. O zaman 2 tür subay potini var. Biri Roosevelt, diğeri Churchill. Roosevelt uzun, konçlu. Churchill’ler kısa. O, Roosevelt giyerdi. “Bak oğlum” dedi, “Öteki ayakkabı kıçınıza girerse, kolay çıkar. Bendeki bir girerse, bir daha çıkmaz. Bunu git, arkadaşlarına da söyle.””
Adam, daha ne desin?
Bozmak istemediği Harp Okulu kültürünü bile bozmuş, oğluna iyilik için.
1960’da girdi, aymadılar; 1971’de girdi, aymadılar, 1980’de girdi; bir daha da çıkmadı, hala da aymadılar ANAP-AKP çizgisinin asker ürünü olduğuna.
Silahlı mücadele:
“Mesela Dev-Genç’in toplu silah alımına başkan olarak hiç şahit olmadım. Vardır mutlaka, babasının silahını almıştır.”
En zayıf olduğu konu bu. Çünkü Dev-Gençliler, 1968’den başlayarak, Filistin’de en kalabalık olarak eğitim gören grup. Silah getirdiklerini de kendileri anlatmışlar zaten. Uluer’in bunları bilmemesi ayrı bir kabahat, bilip söylememesi ayrı bir kabahat. Çünkü, 1981 gibi, kendisi de Filistin’e kaçtığını kendisi anlatmış.
Ancak, bu konuda kendisine güvenirim, çünkü alengirli işleri yapanlar, karda yürüyüp iz bırakmadılar: Daha 1968’de, Siyasal’da uyuşturucu satılır ve kullanılırmış ama bilen azmış ve susarmış, bunu da Atilla Sarp yazmıştı zamanında.
Kürtçülük:
“Kürt sorunu düzgün çözülürse, özellikle bu barış süreci kavgasız dövüşsüz, inatlaşmadan, Kürtçe anadil eğitimi olacaktı olmayacaktı fazla ısrar etmeden -hükümeti kastederek söylüyorum-, Rojawa’da fazla komplekse kapılmadan halledilebilirse, burada da Kürtler var, Kuzey Irak’ta olduğu gibi kendi devletlerini veya özerk bölgelerini kurabilmeliler denirse, belki…”
Buna ‘oha’ demiyorum, ‘vah zavallı vah’ diyorum. Anter anılarını yazmış yayınlamış, 1983’ten beridir faşist bir Kürt ulusalcılığı var, adam neler diyor?
Devrim:
“Humeyni devrimci değil miydi?
Evet.
İyi devrimciydi üstelik, yaptı. Ama Humeyni sosyalist değildi. Üçünü aynı anlamda kullandığımız için sol her yiyene muz haline geldi.”
En çok buna ‘oha’ dedim. Söyleşiyi yapana da oha. Humeyni, karı-devrimci idi, devrimci değil. Marksistlerin tamamını öldürttü, üstelik onlar onu başa getirmişlerdi.
Atatürk de, inkılapçı idi, devrimci sözünü kullanmadı. Mustafa Suphi’nin öldürüldüğünü biliyordu ve onayladı.
4’te 0:
Ot gelip, sap gidememiş yani.
Tarih bilinci, eksiymiş yani. Öz bilinci de öyleymiş yani.
Gömün o zaman onu da, tarihin kabrine ve kuburuna.

(26 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: