Çarşamba, Ağustos 23, 2017

Türkçe Sözlük’lerdeki Sözcük Dağarları

TDK resmi sitesinden bir bilgi:
“İlk baskısı 1945 yılında yayımlanan Türkçe Sözlük'ün geliştirilmiş, genişletilmiş ve zenginleştirilmiş on birinci baskısı çıktı.
Dilde yaşayan gelişmelerin yansıtıldığı Türkçe Sözlük'te  söz, terim, deyim, ek ve anlamdan oluşan 122.423 söz varlığı, madde başı ve madde içi toplam 92.292 söz, Türk edebiyatından seçilmiş 34.672 örnek cümle, 1.454.903 sözden oluşan sözlük metni bulunmaktadır.”
Bu bilgi, 2017 tarihli herhalde ama tarih yazmamışlar nedense.
Sayfa sayısı da, cilt sayısı da yok.
Seyyar sahhaf olduğum için elimden geçen 1932 basımı bir sözlükte 10 bin yeni Türkçe sözcük vardı.
“1998 yılı içinde 9. baskısı çıkmış olan Türkçe Sözlük'te 75 bin civarında sözcük yer almıştır.”
Nerelerden nerelere gelmişiz yani.
‘1960’tan Günümüze Türkçe’ adlı ve 1998 basımı kitap, bazı istatiksel bilgiler veriyor:
(27.200)          1955
(29.104)          1959
(28.684)          1966
(33.934)          1974
(41.943)          1983
(30.673)          1983
(40.248)          1988
(Bunların kaçıncı basımlar olduğuna ilişkin bir not, kitapta yok.)
Bu kitap, % 2’lik örnekleme sayfa sayısıyla yazılmış. Sayfa başına madde başı sayısının ben hesapladım. O nedenle, kaymalar var belli, örneklemeler uymamış yani.
Ancak özetle şu:
1955-1988 için, 33 yılda sözcük toplam sayısı 20 binden 40 bine çıkmış ve 2 katı olmuş.
1932-2017 içinse, 85 yılda sözcük sayısı 10 binden 92 bine çıkmış ve 9 katı olmuş.
Kitap, yıllık yüzde oranı ve geometrik üs oranı kullanmış. Oysa, herhangi bir momentte sözlükteki sözcük sayısı ne olursa olsun, yılda yaratılan sözcük sayısı, ondan bağımsızdır.
1955-1988 için bu, yılda 600 sözcük.
1932-2017 içinse bu, yılda 965 sözcük.
Yani Türkçe’si, günümüz dili ve Türkçe’si yoktan var edildi.
Bakalım bu sürecin evrelerine:
Birinci evre, dil inkılabının yoğun olduğu 1933-1938 arası. Atatürk ölünce, onun yaptığı işler tavsıyor.
İkinci evre, 1960 darbesi ardından gelmiş ve 1967-1972 arası. 1971 darbesiyle kesilmiş.
Üçüncü evre, en negatif evre: 1980 ertesinde TDK tasfiye edildi çünkü. Ancak, devlet telif hakkı sahibi olduğu için, onun tüm hakları da hala devlette.
Örneğin, ikinci evrede Türk yazarlarının yarattığı, derlenmiş ama hiç basılmamış bir 18 bin sözcüklük sözlük var.
Fakir Baykurt, yarısı derleme ve tarama sözlüklerinden olan, 600 küsur sözcüğü tek başına üretmiş örneğin. Bu sayı, 1945-1995 arası için geçerli. Bu derlemeyi Kemal Ateş yapmış.
Yaşar Kemal sözlüğü de var ama ne kadarının derleme ve tarama sözlüklerinden olduğuna bakılmamış sanırım.
Tasfiye edilmiş TDK’in mirası hala korunmuş ama. Başka türlü 92 bin sözcük derlenemezdi, çünkü ticari sözlüklerde 55 bin civarında sözcük var, 2 ayrı yazar tarafından hazırlanmış 2 ayrı sözlükte: Bu bilgi de 2000-2010 arası için geçerli.
Derleme Sözlüğü’nde kabaca 150 bin sözcük var. Bunlar, eski dönem (1935-1945) halk ağzı sözcükleri.
Türkçe’nin bir önceki fazı olan Osmanlıca için genel bir sözlük var: Kamus-i Türki. Onun Latin Alfabeli olanını zamanında Hayat Yayınları basmıştı. Onda 50 binden çok sözcük olduğu kesin. Neredeyse tamamının Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerden oluştuğu da kesin. Onların hemen hiçbirinin bugün kullanılmadığı da kesin.
Yani, bugünkü Yeni Osmanlıcılar bile, Yeni ve Öz Türkçe’yi kullanıyor. O kadar yani.
Ancak, terim sözlüklerinin sözcük sayısı tek başlarına, kuşkusuz 100 binden çok. Hepsi son sözlüğe alınmamış yani.
Çocukluğumuzda İngilizce’nin 100 bin sözcüklü zengin bir dil, Türkçe’nin 10 bin sözcüklü fakir bir dil olduğu söylendi bize ama o tez söylendiğinde bile, İngilizce’de en geniş anlamıyla 1 milyon sözcük vardı ve hala öyle. 100 bin sözcük bir dili zengin kılıyorsa, Türkçe artık öyle.
Türkçe’nin tarihteki özel ve özgün yanı, 30-35 aktif yılda 100 bin yeni sözcük icat edilmiş tek dil olması. Yani, yılda 3 bin sözcük demek bu.
Daha da güzeli, bunu hem yazarlar ayrı yaptı, hem  akademisyenler ayrı yaptı, hem de halk ve öğretmenler ayrı yaptı.
Ötüken Yayınları’nın Dünya Türkçe’lerini biraraya getiren sözlüğü ise, 250 bin sözcük içeriyordu.
MS 1000 momentli Lugat-ut-Türk, 7-9 bin sözcük içeriyormuş.
Türkçe, Dünya’da ve tarihte 15 alfabe kullanmış tek dil belki de.
Tabii ki sonuç dönüp dolaşıp göçerliğimize geliyor. Sonuçta, 16. veya 160. Türk devletini de gömdük artık. Her 2 durum da, göçerliğimizi imliyor.
Türkler’den ve Türkiye’den tiksinirim ama Türkçe’ye taparım.
Bu da, benim kişisel tutum ve davranışım: 1.500’den çok anlam yaratarak, tarihin ve Shakespeare’in rekorunu kırdım.

(21 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: