Olmadı.
Olamadı değil, olmadı.
Ne
gazete, ne muhalefet, ne haber, ne köşe yazarı, ne içerik olmadı.
Kifayetsiz
muhterisler güruhu oldu yalnızca.
Adım
adım gidelim:
“Bu bir
yıl içinde çok borçlandık.”
Ya
saymayı bilmiyor, ya sopa yememiş, ya da akadaş kaızığı yemiş.
İnternet
gazetesinin maliyeti ne ola ki?
Ödemelerin
dökümünü merak ettim doğrusu.
“Kendi
kendine konuşmanın bile tehlikeli olduğu yerde…”
Yek yee.
Duygu sömürüsünü yemezler. Kimler neleri haber yaptı o sürede, onu da gördük.
“… o
kadar meslektaşımız cezaevindeyken, o kadar kurum tarumar edilmişken, o kadar
kişi işsiz kalmışken, işini yaparak ayakta kalmaya çalışan refikimiz yayınlara
teşekkür ederiz.”
Ahmet
Altan da öyle, Mehmet Altan da öyle. Onu bir deyiverin önce. Onların hala
akıllanmadığını, özeleştiri yapmadığını, durumu başımıza onların sardığını da.
Okuru
salak bellemeyin gazeteci taifesi.
Salak
olan kendinizsiniz gibi görünüyor.
Şu an
için, internet gazetesi mümkün, haber mümkün, muhalefet mümkün.
Durumlar
yeni o kadar ve sizler o duruma ayak uydurumıyor ve eski zihniyetle yola devam
etmeye debeleniyorsunuz.
Ve
gördüğünüz gibi olmuyor.
Bari,
bunu algılamaya zihin kapılarınızı açsanız, o da bir şey.
Onun
dışında, şikeyle ve hezimetle mağlupsunuz. Şike olmasaydı da, yenilirdiniz ama.
(8 Ağustos 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder