Pazar, Ağustos 06, 2017

Popülistler bir zamanlar devrimci falan değildi

Yeni Orta Çağ’ın ideolojisi, eksi zekalılar ve eksi bilgililer cennetinde yaşayanların yarattığı dezenformasyon cehennemi  ve en genel-makro panoraması ile Bilgi Çağı’nın ve 2. Sanayileşme’nin gösterge bir olgusu olmakta.
Popülizm konusunda, yanlışın yerine yanlış konarak, geçersiz bilginin yerine diğer bir geçersiz bir bilgi konarak, güneş balçıkla sıvanmaya çabalanır oldu.
Adrienne Petty şöyle zırvalamış:
“Günümüz popülist hareketleri, ırkçı, zenginlerin desteklediği sağcı bir siyasetin vaizliğini yapsa bile, ortaya çıktığı ilk dönemde büyük işçi ve çiftçi hareketlerinin dayanışmasından oluşmaktaydı. Bu hareket, her renkten ve ırktan emekçinin umut ve dayanışma aracı olarak oluşturulmuş, devrimci bir karaktere sahipti.”
Oysa demek istediği şu:
Nasyonal sosyalist Hitler ile reel sosyalist Stalin aynı üslubu kullanırdı, 2. Dünya Savaşı ertesindeki ABD, Mc Carthy, FBI, Hoover dönemi egemen söylemi de aynıydı. Yani, aynı söylem paradigması eşlenikliği, değişik yerlerde ve zamanlarda tezahür edebilir. Amaç aynıdır ama. Yalanla yönetmek ki bu siyasetin zaten genel bir özelliğidir hep.
Günümüzde olup bitenlerin bunlarla ilgisi yok.
1945 ertesinde, 2. Dünya Savaşı boyunca erkeklerini savaş alanında gömen AB, savaşsız, birlikli ve göçmenli olunca, sonuç 70 yılda bu oldu:
Doğu Avrupa’da reel sosyalizm özlemi popülizmi, Batı Avrupa’da Hitler’den daha Hitler yeni politikacılar.
Ya da:
Fransa’da olduğu üzere, politik açıdan cüzdanı sağdayken, vicdanı solda olanın, cüzdanı sola kayınca, vicdanının sağa kayması melokomikliği ki bunu 40 küsur yıl öncesinde bile Fassbinder sentimental faşizmin toplu bilisizliği ile açımlamıştı çoktan: Örneğin, gerçek annesinin canlandırdığı ve ülkesinde otorite isteyen bir annenin eşcinsel oğluna yönelikki sevgisi ve şefkati biçimindeki rolün ve kişilemenin / portrelemenin içerildiği ‘1968 Sonbaharında Almanya’ ile. Birileri buna, ‘Birleşik Almanya’nın faşizmini öngörmek demişti zamanında.
Petty’nin söylediğinin tersine, devrimci geçinenler hep popülistti, hala da öyleler. O nedenle sosyalist parti hegemonyalı Fransa, Suriye’de sivilleri katleden bir emperyalist-faşizm uyguluyor ve devletin kontra-terör eylemlerini öven ve olumlayan filmler yapılıyor orada.
Veya Türkiye’nin Katar’da üs kurmasını öven CHP milletvekili çıkabiliyor güzide ülkemizde.
O nedenle, Le Pen’in söylemlerinin içeriğini uygulayan Macron, hem de sosyalist parti tarafından görevlendirilerek, emekçilerin haklarını silip süpürebildi, yine Fransa’da.
Yani:
Güneş balçıkla falan sıvanamıyor. Yalnızca devekuşları kafalarını kuma sokup, beyin popolarını açıkta bırakıyorlar.

(7 Ağustos 2017)

Hiç yorum yok: