Çarşamba, Ağustos 02, 2017

Öcalan vs Demirtaş

Bir haber:
“HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Benim rolüm ve misyonum; savaşı büyütmek değil, barışı kurmaktır" sözleri nedeniyle, kendisinin Öcalan ile karşı karşıya getirilmek istendiğini söyledi. Demirtaş, "Son zamanlarda açık ve kapalı imalar yolu ile şahsımı ve Sayın Öcalan’ı karşı karşıya getirmeye yönelik sergilenen tutum ve çabalar iyiniyetli değildir. En hafif değerlendirmeyle gaflettir" dedi.”
Asıl bu açıklaması gaflet olmuş. AKP’nin ekmeğine yağ sürmüş. Adamlar zil takıp oynasa, yeridir. Bu birinci gaflet.
İlk sözüyle ortalığı dağıtmış. İkinci sözüyle, ortalığı toparlayacağım derken, daha da dağıtmış. Bu ikinci gaflet.
Durum şu:
PKK ve/ya Öcalan, neyin nereye gideceğine karar veremiyor.
Kürtler’de 4 ülke-odak var. PKK, bunun 2’sinde zaten savaşmış ve sonuca henüz ulaşamış durumda.
Öcalan, şu andaki statüsüyle, daha önceki hayt huyt kişi değiştirme gücüne ve iktidarına sahip değil. Kendisinin dinlenmeyeceğini biliyor.
PKK, TC’nin savaşı unuttuğu ve yumuşak karınlı olduğu bir dönemde birkaç kez öne geçti ama sonuç-moment 1983’tekinden farklı değil pratikte.
TC ordusu desen, tasfiye edilmiş ama 3 ülkede asker bulunduran durumda. 3 ülke için de, büyük ülkelerin sözünü dinlemedi.
Savaş ekonomisi TC’yi gömebilir ama Kürtler’i de gömebilir, yani birkaç yüz bin daha sivil Kürt’ü. Sivil Kürtler’in savaşı artık pek arzulamadığını, halk isyanı çağrısına 50 bin değil, 5 bin kişi katılarak gösterdi.
Bu durumda, taşlar yerinden oynadı. İktidar köşeleri, köşe kapmaca oynamaya geçti.
Bizce Demirtaş, Öcalan’la baş edemez. Bu da, belli bir süre sonra kızağa çekileceğini imler. Leyla Zana gibi, sonradan ısıtıp yeniden alana sürebilirler kendisini. Ancak, 2015 sonrasıki tüm olumsuz gelişmeler için, hedef olarak kendisinin tutulacağı ortaya çıktı gibi.
Ancak, onun da tasfiyesi, Öcalan’a yeni rakipler çıkaracaktır, onu da önceden belirtmiş olalım.

(30 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: