Lütfi
Özkök, önce Türk yazarlarını portreleyerek fotoğrafçılığa başlamış, sonra da
Dünya çapında ün kazanmış biri. İsveç’te yaşayan bir Türk.
Onun
portreler kitabında atyazı var ama yeterince çok değil. Her fotoğrafın öyküsü,
çekilme yeri ve zamanı da gerekli: 1 portre sayfası artı 1 uzun açıklama metni
sayfası gibi.
Ara
Güler, her zaman fotoğrafın yazısız kendini anlatacağını ve anlatması
gerektiğini savunur ve onun desteklediği fotoğraf dergisi ‘İz’ bu çizgide ama
kendisi de qortre çekmiş olan Güler’in portre fotoğraflarına hiçbir açıklama
metni koymazsanız, oradakinin kim olduğunu bakanların % 99’u anlayamaz. Çünkü o
fotoğraflar 50 yıl önce çekilmiş. 50 yıl öncenin ünlüleri ile bugünün ünlü
algısı algılayan seyircilerinin ünlü imajı geri beslemesi, birbirinden çok
farklı kültürel modlarda.
Dipnot:
Aslında
öyle değil gibi görünse de, bu altyazılı fotoğraf nesnesi de, çapraz medyanın
alanında kalıyor. Çünkü, nasıl ki o fotoğraflar altyazısızken anlamsız
olabiliyorsa, bazı konular da, hem çizgiromanı, hem romanı, hem de dizisi
olmadan anlamsız olabiliyor. Çoğul
estetik semantik, sıkı dokulu
estetik semantik denebilir bunlara.
(30 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder