Pazartesi, Ekim 02, 2017

Şiir, Çizgiroman, Neil Gaiman

Gaiman ile ilgili okuma ve eleştiri sorunlarım olduğunu, epeyi sayıda metinle daha önce dilegetirdim.
Ancak, son 2 haftadır dilime dolanan ama henüz yazmamış kaldığım bir gerçek var:
Eğer yalnızca çizgiroman teksti açısından bakılırsa, Gaiman’ın yazdığı tekstler tümüyle şiir.
Ama nasıl bir şiir bu?
Uyaklı değil ama tartılı. Hece sayısı ile tartılı değil, semantik akışı ile tartılı ki zaten ancak İngilizce okununca, o tartı anlaşılır oluyor.
Bu, en çok Sandman 4’te belirgin. Amerikan Tanrıları’nda uzun metinler sözkonusu olunca, okurun onu yakalaması imkansız gibi olmuş.
Bana daha önce sorsalar, bildiğimiz anlamda çizgiroman şiir tekstinin olmayacağını, olamayacağını önesürerdim ama yine hece sayılı olarak bakarsak.
Gaiman’ın semantik sistemli bir çizgiroman şiiri dili kurmuşluğu, epeyi ilginç.
Onun, teoloji-mitoloji arasındaki yalpası, çatallanması ve yeniden birleşmesi, türbülansı, vd, hep bu yüzden: Semantik açıdan bakılınca, düz yolda ama diğer açılardan bakılınca, yamuk yumuk yürüyen bir yol(da) / akış(ta) imiş görünüyor.
Şimdi bu durumda, Sandman 4’ü İngilizce olarak, parça parça yeniden okuyup yorumlamam gerekiyor.
Ama hala 7 D (Dream dahil), (başta da olsa ve akrostiş gibi) uyaklı göründüğü için, abesle iştigal. Çünkü semantik boşluk-süreksizlik var orada. Haala başta atlanan öykücükler / Feneon parçaları, ana öykünün yerine yazılsa, çok daha iyi sonuç olurd ki Gaiman’ın tüm ‘spin-off’larının nedeni bu: Kendi asıl meta-dil dokusunun ayırdında değil: E tabi, kalkıp da semantik şiire geçersen, üst-semantiği pas geçemezsin, en azından birileri pas geçmeç: Çağrışım meta/-semantik öyküleri hissederler / yaşarlar sonradan.
Üstelik, ilk-rahmetli Spartacus’un oynadığı Gabriel bile aynı çizgide kalıyor, üstelik başka bir yazar tarafından yazılmışlığına karşın: Bir tür kahraman-markası-tipi uzaktan kiralaması / esinlenmesi gibi oluyor.
Gaiman’ın ıskaladığı şu:
0 7 D, ne 7 temel duygu, ne 7 temel psike-durum, ne de 7 temel duygudurum.
En berbatı ise, öyle olmasını feci istiyor olsam da, uykunun ve/ya rüyanın bunlardan (21’inden) hiçbiri olmaması.
7 temel D de onlar değil. (Gaiman, bunun için bilgisel destek alabilirdi, konuyu bilen birinden.)
7 temel duygu ise şunlar hesapça:
Sevgi, sevinç-mutluluk, korku, öfke, nefret, acı, üzüntü .
(5’inin olumsuz duygu olması, duygularımızın kültürle değil, evrimle oluşmuşluğu hesaba katılınca, hep gözden kaçan bir gerçek. 2 olumlu duygu, bizi yaşatan temel olumsuz duygulara karşı, içeride sigorta olarak oluşturulmuş gibi.)
Tabii ki çıkış sorusu şu:
O cildin şiir tekstini, bu temel duygular üzerinden ben, nasıl yazardım?
Öncelikle şu: % 100’ünü tamamlamayı beceremezdim, % 25-33 arasını belki. Üzüntüden çok, yeisi; acıyı değil, Acı’yı anlatmayı becerirdim ama sanatçı kişiliğine tanınan lüks, buna izin veriyor gibi.

(2 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: