Çok
ironik bir çıkarsamaya ve saptamaya vardım (bunu yapalı aslında 1 hafta oldu
ama yazmam gecikti):
Toplumu
çan eğrisi dağılımında kabul edelim.
Onun
yarısını kapsayan değeri bulalım bu denklemle ve eğri üzerinde.
Eğer çan
eğrisinin alanını aynen elde etmek istersek, bu standart sapmanın 2 katı eninde
ve çan eğrisinin maksimumu boyunda bir dikdörtgenin alanını hesaplamak
istiyoruz demektir.
Standart
sapma olarak, tahmini 1-1,5 standart sapma çıkar gibi.
Sorun
şurada ama:
Bu
durumda toplumun yarısı, ortalama 2-2,5 standart sapmada oluyor demektir,
ortalamada değil. Çünkü sapmaların mutlak değeri alınır ve toplanır, eksiler ve
artılar birbirini götürmez.
Bu da,
bu eğrinin aslında normali değil, anormalin
normalini verdiği anlamına gelir.
Bunu
bize ne toplumbilim dersinde öğrettiler, ne de istatistik dersinde ama bu
böyle.
Biz
bunu, ortalama boya sahip olan hiçbir
bireyin olmadığı topluluk biçiminde mecazlamıştık zamanında.
Aynı
sonuç.
Ek de
var:
Yaşamın
içinden izlediğimiz bazı istatistikler, toplum bireyi sayısıyla, bu sapmaların kendiliğinden
değiştiğini gösteriyor.
Çünkü
farklılıklar, belli koşullarda yeni farklılıkları ivmelendiriyor. Ki, bu da
yine oldukça irrasyonel görünen matematiksel bir gerçek gibi.
Nicel
değişimler kendiliğinden nitel değişimlerdir, diyalektik tezimiz burada
geçerli. Toplumun büyüklüğü arttıkça, diyelim 1 yerine, 10 milyon nüfuslu bir
kente geçildikçe, normal eğrisinin denklemi de değişiyor kendiliğinden,
anormallerin sayısı da oranı da artıyor.
Ancak,
bir de tam tersine örnek var ve bu da bir gözlem:
1974 AFL
sınavı girişlilerde bizler yaklaşık milyonda yüz, yani on binde birdik.
Ancak
2017 için aynı zeka ortalamasını yakalamak için, belki yüz binde birlik bir
örnekleme gerekiyor gibi. Oysa, nüfus denetimi nedeniyle, 1960 doğumlular ile
2003 doğumlular yaklaşık aynı nüfusa sahip.
Bu, bir
gözlem. Doğrulanmış bir gözlem. 2000 doğumlular için bile hala sınanıyor.
Ya
denklem zaman içinde değişti, ya da toplumun zekası zaman içinde değişti ki
ikincisinin olma olasılığı yüksek.
Bizi
ilgilendiren, toplumun tanım olarak kendiliğinden farklılık taşıması ki bu
toplumbilimsel paradigmanın değiştirilmesi gerektiği anlamına gelir, konsensus
tersini önesürer çünkü. 3 standart sapmalardan sonrası (az ve çok olanlar %
0,75’er olmak üzere) % 1,5 gibi az ama 2,5 standart sapma toplumun % 50’sini
içeriyor gibi, ikilemsel görünen çiftli bilgi var elimizde. Ki toplum çok dar
bir tanım alanına, % 48,5’luk popülasyon, çok dar bir alanda değer kazanıyor
gibi de düşünülebilir bu bilgiyle.
Ancak,
bu da göreli / sanal bir anormal-normal marjı çizilmesi demek. Standart sapmada
2,5’tan 3’e yol alırken bir yerlerde duvara tosluyorsunuz gibi oluyor.
Özellikle de zekada yukarıya doğru yol alırken.
Ek
bilgi: Tanımlanan standart sapma niceliğinin, ortalamaya oranı sonucu
değiştiriyormuş ki bu da farklı genlikteki çan eğrileri demek.
Çünkü
ben, elli binde birle başlayıp, yüz milyarda bire doğru gidişlerimdeki birçok
aşamada görünmez duvarlara toslamışım gibi travmalar yaşadım veya toplum
tarafından yaşatıldım.
Çıkış:
Tabii ki
toplum bunu kendi varlığını koruyup sürdürebilmek için böyle yapıyor. Çünkü
dahiler, yeni paradigmalar üretip toplumun iç dengesini bozuyarlar.
Evet,
bireylerin sağ kalma yasaları gibi, toplumun da sağ kalma yasaları var.
Evet,
toplum biz marjinalleri bu nedenle katlediyor.
Dipnot:
Açıklama
/ açımlama ayrı şey, doğrulama ayrı şey.
Ben
anarşizmimi doğrularım ama devletsiz toplum görüngülerini, olaylarını,
olgularını dökümlerim yanı zamanda.
İşte bu,
üçüncü türevi eksi olan denklemli toplum demek. O zamanlarda, bir türev eksi,
bir türeve artı olabiliyor, eğer sırtındaki o nokta da büküm dönemi tanımı oluyor tarih için.
Tabii,
bir de yolları çatallanan kültürel / genetik evrim.
(4 Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder