Çarşamba, Aralık 06, 2017

Aforizma: Toplumda Sapmalar Üzerine

Çok ironik bir çıkarsamaya ve saptamaya vardım (bunu yapalı aslında 1 hafta oldu ama yazmam gecikti):
Toplumu çan eğrisi dağılımında kabul edelim.
Onun yarısını kapsayan değeri bulalım bu denklemle ve eğri üzerinde.
Eğer çan eğrisinin alanını aynen elde etmek istersek, bu standart sapmanın 2 katı eninde ve çan eğrisinin maksimumu boyunda bir dikdörtgenin alanını hesaplamak istiyoruz demektir.
Standart sapma olarak, tahmini 1-1,5 standart sapma çıkar gibi.
Sorun şurada ama:
Bu durumda toplumun yarısı, ortalama 2-2,5 standart sapmada oluyor demektir, ortalamada değil. Çünkü sapmaların mutlak değeri alınır ve toplanır, eksiler ve artılar birbirini götürmez.
Bu da, bu eğrinin aslında normali değil, anormalin normalini verdiği anlamına gelir.
Bunu bize ne toplumbilim dersinde öğrettiler, ne de istatistik dersinde ama bu böyle.
Biz bunu, ortalama boya sahip olan hiçbir bireyin olmadığı topluluk biçiminde mecazlamıştık zamanında.
Aynı sonuç.
Ek de var:
Yaşamın içinden izlediğimiz bazı istatistikler, toplum bireyi sayısıyla, bu sapmaların kendiliğinden değiştiğini gösteriyor.
Çünkü farklılıklar, belli koşullarda yeni farklılıkları ivmelendiriyor. Ki, bu da yine oldukça irrasyonel görünen matematiksel bir gerçek gibi.
Nicel değişimler kendiliğinden nitel değişimlerdir, diyalektik tezimiz burada geçerli. Toplumun büyüklüğü arttıkça, diyelim 1 yerine, 10 milyon nüfuslu bir kente geçildikçe, normal eğrisinin denklemi de değişiyor kendiliğinden, anormallerin sayısı da oranı da artıyor.
Ancak, bir de tam tersine örnek var ve bu da bir gözlem:
1974 AFL sınavı girişlilerde bizler yaklaşık milyonda yüz, yani on binde birdik.
Ancak 2017 için aynı zeka ortalamasını yakalamak için, belki yüz binde birlik bir örnekleme gerekiyor gibi. Oysa, nüfus denetimi nedeniyle, 1960 doğumlular ile 2003 doğumlular yaklaşık aynı nüfusa sahip.
Bu, bir gözlem. Doğrulanmış bir gözlem. 2000 doğumlular için bile hala sınanıyor.
Ya denklem zaman içinde değişti, ya da toplumun zekası zaman içinde değişti ki ikincisinin olma olasılığı yüksek.
Bizi ilgilendiren, toplumun tanım olarak kendiliğinden farklılık taşıması ki bu toplumbilimsel paradigmanın değiştirilmesi gerektiği anlamına gelir, konsensus tersini önesürer çünkü. 3 standart sapmalardan sonrası (az ve çok olanlar % 0,75’er olmak üzere) % 1,5 gibi az ama 2,5 standart sapma toplumun % 50’sini içeriyor gibi, ikilemsel görünen çiftli bilgi var elimizde. Ki toplum çok dar bir tanım alanına, % 48,5’luk popülasyon, çok dar bir alanda değer kazanıyor gibi de düşünülebilir bu bilgiyle.
Ancak, bu da göreli / sanal bir anormal-normal marjı çizilmesi demek. Standart sapmada 2,5’tan 3’e yol alırken bir yerlerde duvara tosluyorsunuz gibi oluyor. Özellikle de zekada yukarıya doğru yol alırken.
Ek bilgi: Tanımlanan standart sapma niceliğinin, ortalamaya oranı sonucu değiştiriyormuş ki bu da farklı genlikteki çan eğrileri demek.
Çünkü ben, elli binde birle başlayıp, yüz milyarda bire doğru gidişlerimdeki birçok aşamada görünmez duvarlara toslamışım gibi travmalar yaşadım veya toplum tarafından yaşatıldım.
Çıkış:
Tabii ki toplum bunu kendi varlığını koruyup sürdürebilmek için böyle yapıyor. Çünkü dahiler, yeni paradigmalar üretip toplumun iç dengesini bozuyarlar.
Evet, bireylerin sağ kalma yasaları gibi, toplumun da sağ kalma yasaları var.
Evet, toplum biz marjinalleri bu nedenle katlediyor.
Dipnot:
Açıklama / açımlama ayrı şey, doğrulama ayrı şey.
Ben anarşizmimi doğrularım ama devletsiz toplum görüngülerini, olaylarını, olgularını dökümlerim yanı zamanda.
İşte bu, üçüncü türevi eksi olan denklemli toplum demek. O zamanlarda, bir türev eksi, bir türeve artı olabiliyor, eğer sırtındaki o nokta da büküm dönemi tanımı oluyor tarih için.

Tabii, bir de yolları çatallanan kültürel / genetik evrim.
(4 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: