Bugünkü
bilgilerimizle, Hz. Musa diye birinin yaşamışlığı kuşkulu, Hz. İsa ve Hz.
Muhammed vardı ama. (Burada ‘Hazreti’ kısaltmalarını olası hukuksal sorunlardan
kaçınmak için koyduğumu belirtiyorum.)
MÖ 1.000
MS 1 arasında Museviler Afro-Avrasya’nın Uzakdoğu Asya bölgeleri hariç, hemen
her yerine yayılmışlardı.
Hz. İsa
geldiğinde, Roma tarafından cezalandırıldı. Ayrı Roma, sonradan Hristiyan oldu
toptan.
Miladın
ilk 2 yüzyılı boyunca Hristiyanlar, kendilerine Hristiyan demediler, genelde
Musevilik mezhebi olarak sayıldılar.
201-400
arasında Roma, Jüpiter kültünü savunma üzerinden, Hristiyanlar’ı aslanlara
yedirecek denli ağır cezalandırdı.
Roma,
376’da Batı ve Doğu olarak 2’ye ayrıldı. 395’te Batı, 400’de Doğu resmen
Hristiyan oldu. Bu sırada, Avrupa’da epeyi az Hristiyan vardı. Olanlar daha çok
Ortadoğu’da idiler.
MÖ 300
gibi yükselişe geçen ama daha eskiden kurulmuş olan Roma 400 gibi dağılmaya
başladı, 476’da bitirildi. Bu açıdan bakınca, Gibbon’un Roma’yı Hristiyan sayan
yaklaşımı abes kaçıyor.
Almanya
600-800 gibi, İskandinavya 1200-1400 gibi hristiyanlaştırıldı.
Vikingler,
hristiyanlaşmayınca öldürüldükleri için, 800 gibi Avrupa’nın tozunu attırdılar:
Bugün Dünya’daki sarışınların % 99’u o zaman kökenlidir, Lazlar dahil.
Bu süreç
içinde Hristiyanlar’ca cezalandırılan Museviler, bugün hala geçerli olan
biçimde, 2 odakta toplandılar:
MS
800-1900 gibi Doğu Avrupa ve MS 650-1500 gibi İberya. Birinciler Yidce konuşan Eşkanaz,
ikinciler Ladino konuşan Seferad oluyor ve bugünün İsrail’inde beyaz Musevi
Eşkenazlar hegemon.
Türkler’in
hristiyanlaşması, müslümanlaşması ve musevileşmesi, kabaca aynı döneme denk
gelir. Bulgarlar üzerinden Hristiyan, Hazar üzerinden Musevi ve Araplar / Yakın
Doğu üzerinden Müslüman oldular ya da öyle yapıldılar. Bu arada Zen Budizmi’ni
kendi hegemonluk bölgelerinde İslam’a sokmayı becerdiler, tasavvuf doğdu.
650-1900
gibi Museviler, İslam Dünyası’nda cezalandırılmadılar pek. Problem, 1948-İsrail
ile başla(tıl)dı. Aynı sırada Filistinli Müslümanlar’a da devlet sözü verildi
ama 70 yıldır görüldüğü üzere, o söz tutulmadı.
Museviler,
Hristiyanlık düşmanı sayılabilecek Naziler tarafından toplama kampında topluca
yok edildiler. Kaçabilenler kaçtı. Stalin SSCB’sinin de, Naziler kadar olmasa
da, epeyi Musevi’yi 2. Dünya Savaşı sırasında Rusya’yı korumak için cennete
yolladığı kabul edilir.
Fazla
bilinmeyen bir gerçek daha var:
1945-1955
arasında, (1648 gibi dağıtılan)Roma-Germen İmparatorluğu alanında yaşayan Alman
kökenliler, hem SSCB, hem de Almanya tarafından canlı kalkan olarak
kullanıldılar. Savaştan sonra da, Almanya’da barındırılmadılar. O süreçte ölen
Alman kökenli (ve aynı zamanda Hristiyan) sayısının 5 milyon civarında olduğu
yazılır.
Almanya,
aynı zamanda tarihin en büyük din savaşlarının yaşandığı bölgedir. Almanlar’ın
ataları Germenler de Romalılar’a hiç boyun eğmemişlerdir ama onların ordusunda
paralı askerlik yapmışlardır. Dünya’nın resmen en çok ateistinin yaşadığı (ve
nüfusu üçte bir ateist, üçte bir katolik, üçte bir protestan olan) Almanya da,
Papa’ya ve Vatikan’a yılda 9 milyar dolar öder.
2018
başı itibarıyla Dünya’daki Hristiyan sayısı Müslüman’larınkinden fazla ama yakın
gelecekte Müslümanlar geçeceklerdir, çünkü hızla ürüyorlar ve resmi sayılar tam
gerçeği yansıtmıyor. Afrika ve Latin Amerika Hristiyanları daha çok animist
sayılabilirler örneğin. Güney Kore’dekiler ve Japonya’dakiler çift dinli.
Bu çift
dinlilik gibi, melez / senkretik dinler de var:
Nusayri
Aleviliği, Hristiyan ermiş barındırıyor.
Tasavvuf
üzerinden Zen Budizmi dahil olmak üzere, Alevilik İslamı, Zerdüştçülük,
animizm, gibi başka dinlerden öğeler de taşıyor. Bu konudaki tanımlar için,
Aleviler arasında da ortak kanı ve uzlaşma yok.
Bugünkü
Museviler’in çoğu İsrail dışında ve ABD’dekiler (yani zenginler) Eşkenaz.
Afrikalı Falaşalar, ABD’li zenci Museviler, Karaimler gibi asimile olmuş ve yok
olmakta olan Hazar Musevisi Türk de var ama hepsi azınlık.
Bugün,
Dünya’daki savaşların yarıdan çoğu, belki de dörtte üçü, bu 3 din arasındaki ve
içindeki çatışmalardan doğuyor.
Trump’ın
Kudüs’ü İsrail başkenti olarak tanıması, bize bunları düşündürttü.
Kapitalizm
gemisi karaya oturdu, o zaman savaş gerek, o zaman gelsin din savaşı.
Sonra
da:
Allah’ın
verdiği canı, yalnızca Allah alır.
Ya da:
IŞİD’in
öldürdüğü on binlerce Müslüman, cennete mi gitti, cehenneme mi?
Papa,
engizisyon için özür dilese ne olur, dilemese ne olur? El konulan paraları geri
verdi mi? Hayır. Museviler’i Naziler’e teslim etti mi? Evet.
(7 Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder