Onun
‘Estetik ve Sanat Notları’ kitabını yeni gördük. Güzel-çirkin konusundaki 20
sayfayı okuduk. Kitabı kapattık. Devamını okumayacağız.
Kendisi
hakkında internette herhangi bir bilgi yok. Bu da, epeyi az bilinen bir yazar
olduğu ve İngilizce’ye belki de hiç çevrilmediği anlamına gelebilir, çünkü çok
çok sapa yazarlar hakkında internette İngilizce malzeme var. Adı, eski Doğu
Bloku’ndan bir ad gibi kulağa geliyor.
Tartışmaları,
1930-1960 arasının argüman konularına yakın.
Eski
dönemleri tartıştığı için, o dönemin sosyal(ist) realist akım(lar) mensupları,
Dada türü dekadant-sever’liği reddettiler, sonuçta Stalin dönemiydi, Batı
burjuvazisinin çürümesi tezi geçerliydi.
Ancak
yine aynı dönem için çok önemli bir gözlem, gerçek ve saptama var (hatta
hakkında bir belgesel var):
Stalin
dönemi (kendi ideolojilerini öven) belgesel filmlerin hepsi tıpatıp aynı.
Hepsinde gülümseyen halk, kitle, proleterya var. Hepsinde askeri üniformalar
toplu ve binlerce kişilik törenler var.
Değil
2020 momentinde, 1990 momentinde bile bu ikili açmaz yinelenmiş trajedi
üzerinden çoktarn komikleşmişti.
Yani:
Faşizm
de güzel peşindeydi, reel sosyalizm de. İkisininde de, arka sokağın
çirkinliklerini vermek yasaktı. Onlara göre, keni ülkelerinde uyuşturucu,
eşcinsellik, vd yoktu, çünkü kendi sistemleri (faşizm veya reel sosyalizm
olarak) bu kültürel hastalıkları tedavi etmişti.
Ve artı
bilindiği üzere, eşcinsellik DSM-IV-A’da bile tedavi bölümünde yer alıyordu.
Sonradan çıkartıldı, belki 2015’te, belki 2016’da.
Ancak,
Kagan’ın çirkin x güzel – banal x elit kuadralektiği kurması mantıklı. Ancak,
güzel olan estetik olduğu için, ahlaki olamadığı, onlar dedelerinde vitamin
iken Kierkegaard ve Kaka tarafından çözülmüş bir açmazdı. Kierkegaardo arayol
öneriyordu, Kafka seçimsiz ahlak-çirkin
öneriyordu (Metamorfoz romanı gibi).
Biz de,
3 İstanbul 1915 ve 33 İstanbul 2015 üzerinden çirkini savunuyoruz ama etik,
aksiyolojik olarak değil, epistemik, kognitif, informatik olarak. Yani bizim
bakış açımızla, güzel yalan söylediği, dezenformasyon yarattığı için yanlış.
Çünkü aşağı yukarı tüm doğrular çirkin. Güzelliği savunan tüm insanlar da o
çirkin doğruları yaratanlar, egemen ideoloji, iktidar seçkinleri, kitle negatif
sembiyözü yani.
Artı,
bir de onların zamanında asıl faşizm-Nazizm vardı, şimdilerde onlarca
neo-faşizmler mevcut. Bizce, çirkini gösterme, doğruyu koruma ve yaşatma
açısından, anti-faşist bir mücadele yolu olmakta. Olay, özetle Fahrenheit 451
romanındaki gibi yani ama bu kez olunacak kitap veya yangında ilk kurtarılacak
ahlaki değer kalmadı ortada. O yüzden güneşin altında söylenmedik sözler zamanı
ve o yüzden bunlar çoğunluk olduğunca epeyi çirkin şeyler.
Kagan,
toplumcuların çirkini dışlaması gerektiğini savunarak veya onu altedilmesi
gereken bir antitez olarak görerek / göstererek, bildiğimiz Stalinist dezenformasyon yönünde
davranmış. Örnek olarak da, Baudeleire’i vererek, sözcüğün tam anlamıyla
sıçmış.
Günümüz
koşullarında bilgiler değişti:
Poe’un
ilk momenti 1840 ama daha 1820’lerden kalan kadın kahramanlı polisiyeler var ve oradaki kadın kahramanlar
çirkin cinayetleri çözüyorlar.
Sonuçta,
çirkinlerin çirkini Frankenstein’ı
da bir kadın yarattı.
Oysa,
bugün ve burada, 2020 global koşullarında bile, güzeli ilk, en çok, ayıla
bayıla savunanlar kadınlar. Çünkü yalan söylem feci işlerine geliyor. Erkek
egemenliği hakkında atıp tutarken de bir sürü yalan sokuşturuveriyorlar araya.
Bu
girizgah, başlangıçtan önceki prelüd oldu gibi.
Bizim
derdimiz 1930’lar değil, 2020’ler. 1930’lardaki marksist estetikçilerin
yaptıkları hatalara düşmemek arzusundayız: örneğin Adorno öyle dedi ve cazı
sevmedi diye, cazseverliğimizi bırakmadık, arabeski veya repi aşagılayıp
dışlamadık, onları popüler kültür sağanağı içinde hep irdeledik, 30 küsur
yıldır yani.
Ancak,
şu anki gnüdem belirsiz. Popüler kültürün akış vektörleri belirsiz ve tarihin
akış vektörleri belirsiz. İronik olarak, o belirsizlik içinde bile birlikte
dans ediyorlar.
30
yıllık dalgalar olarak sayarsak, 1930’ların, 1960’ların, 1990’ların popüler
kültür ürünlerini tartıştığımız biçimde ve yollarla, 2020’deki momentini ve
popüler kültür momentini tartışamayacağız.
Böylelikle,
ilk kez ve zorunlu bir gereksinim olarak, kendimize en az 2 tam yıl süre
gereksinimi varsayarak, olaya sıfırdan ve hatta galiba eksiden başlıyoruz ama
kuşkusuz tarih bilgileri arkamızda.
2020
için sanırım en iyi başlangıç olarak, tüm sanat dallarındaki ve altdallarındaki
güzel x çirkin, iyi x kötü, elit x banal listelemesi yapacağız.
2000-2020
arası için, bunların birbirinin ikamesi yerine nasıl kullanıldığını, aradaki
kontrast ayrımların nasıl bulanıklaştığını ve grileştiğini epeyi listeledik.
Oradan başlayacağız o zaman.
Çünkü,
biliyoruz ki tüm çağ dönemeçlerinde bu muğlaklaşmalar oldu, hem de yinelenerek
ve/ya kategorikçe dönüşerek.
(22 Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder