Pazar, Aralık 17, 2017

NEK: Biyoloji / Evrim

Darwin’in savunduğunun tersine, türlerin yok olması evrim başarısıdır, türlerin sağ kalması, üstün gelmesi veya sürmesi değil.
Zaten, evrim tarihinde en yüksek tür ve popülasyon patlamaları, bu türden kitlesel yokoluşlar ertesinde yaşanmıştır, makro olarak 6 kez.
Not: O toplu yokoluşların ana-makro nedeninin biyolojik değil, (meteor felaketi gibi) kozmolojik olma durumu da kayıtlı (en azından dinozor yokoluşunda).
Dünya gezegeninde varolan karbon atomlarının yalnızca milyonda biri biyosferde yer alıyormuş.
Canlılık, 1 karbon atomu artı 1 su molekülü bazlı bir yapıya sahip genelde (bunların 6 tanesi şeker oluyor). 1 karbon atomu 12, 1 su molekülü 18 atomsal (hidrojensel) birim ağırlığa sahip, 1 kat eder. Canlıların üçte ikisi de su olur genelde. 1,5 kat da onun için kat. 2,25 kat eder. Yani, 1 karbona 2,5 kat su gerekli canlılık için.
Dünya’daki tüm karbon atomları canlılara geçseydi, okyanuslardan çekilecek su devasa olacaktı. Belki de okyanusta su kalmayacaktı. Bu da, canlılığın kendini yok etmesi demek olacaktı.
Oysa canlılık, evrim tarihinde, deniz kabukluları evrimi üzerinden (ki onlar on milyonlarca yıl gezegendeki tek egemen canlı türü oldu), varolan karbonu emip, yerkabuğuna gömdü: Çünkü ölü deniz kabuklularının kabukları okyanus tabanına, oradan da magmaya gitti.
Burada önemli olan durum, Darwin savunduğu birebirli ve doğru orantılı ilinti yerine, bireçok’lu ve çokabir’li ters orantılı ilinti var canlılığın sürmesi ilkesinde.
Ya da:
Verhulst’un savunduğu ve matematiksel denklemle kanıtladığı üzere, bir artışın parametreleri, kendilerini de yok ederek, o  artışı durdurur ve toplam değeri bir yerde sabitler. Verhulst, bunu Malthus tezlerinin tersini kanıtlamak için, nüfusla ilgili olarak  buldu ama bilgisi onyıllarca bilim alemi tarafından yok sayıldı.
Çıkış:
Günümüzde sürekli global ısınmadan dem vuruluyor ama gerçek-asıl bilimciler, uzum dönemli sikluslara bakarak, gezegenin yeni bir buzul çağı öncesinde olduğunu, 50 yıl gibi bir sürede Yeryüzü’nü yeniden buzların kaplayabileceğini biliyorlar ve söylüyorlar da ama dinleyen yok.
Yani bu da, kendini durduran bir artış.
G-7 ülkelerinin tamamı, Kuzey Yarıküre’nin kuzeyinde. Oranın tümüyle donduğunu bir düşünün… 1-2 milyar kişinin ne olacağı belli değil ama önemli bir bölümünün yok olacağı kesin.

(16 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: