Önkoyut:
Bütün paralar sahtedir. Yani, yaşamda
birebir hiçbir karşılığı yoktur paranın. Ekonomideki arz-talep eğrisi de, eğri
bir dezenformasyondur yalnızca. Bu da, insanların
en büyük yalanı söyleyene inandığının kanıtıdır. Tüm bunları da, marksist
bir bakış açısıyla değil, bildiğimiz burjuva kapitalizmi tezleri ile
söylüyorum. Çünkü, paranın sürekli
azalan girdiler eğrisi vardır, tüm ekonomik değerlerin var olma / yok olma ortalama süresi 10 yıldır ki
zaten tüm Dünya’nın değeri, 10 yıllık global GSH’dır. Buna karşıt tek öğe
vardır, o da altındır ve çok yakında altınla kağıt paranın ilintili olduğu
günlere yeniden geri döneceğiz, çünkü tarihte tüm çıkarılan altınlar, az
istisna dışında hala bakidir, 5 bini aşkın yıldır yani. Bunu ben değil, en
kapitalist kuramcılar söylüyor. Daha 1929’da ABD’de para ortadan kalkmış ve el
yapımı tahta on sentler kullanıma girmişti.
+
Bitcoin
olayı ile ilgili bir metni yeni yazdım ve yayınladım ama okuduğum bir metin,
konuyu eksik bildiğimi açımladı bana.
Ona
geçiyorum:
“bitcoin
ile ilgili son donemde bilhassa son bir kac aydir oldukca tedirginim.
platformun amacindan sapmasi (hizli, kolay, guvenli vs. para transferinden, new
gold/store currency'e evrimi), community icindeki anlasmazliklar ve en onemlisi
de tether ile yasanan manipulasyon. piyasayi hatiri sayilir bir suredir takip
ediyorum ve pek cok altcoin'de de yatirimim var, mevcut bitcoin trendi olagan
disi, yuksek artisin kesinlikle basta tether bazli olmak uzere, danisikli dovus
ve karsiliksiz para ile yapildigini dusunuyorum. son donemde piyasaya yeni
surulen tether ve bitcoin zirvelerinin arasinda yuksek derecede korelasyon var.
exchangeler oldukca guvensiz ve karanlik (coinbase goreceli olarak guvenli
sayilabilir). ornegin herhangi biri yarin kapansa, kime nereye, nasil sikayet
edeceksiniz bir fikriniz var mi? borsalar arasindaki arbitraj da rahatsiz
edici, bazi borsalar da fiyatin yukselmesini / dusmesini engellemek icin
girildigi belli olan yukcek hacimli bariz emirler var. ayni emirler ters yonlu
olarak baska borsalarda giriliyor.”
(Ekşi Sözlük’e
belki ilk kez bravo diyorum burada.)
Gerçek
yaşamda en pahalı mallarla en ucuz malların birbirine oranı, istisnalar dışında
3/1 olur. Aynı malda diyelim neskafede, bunu 3-4 marka ve süpermarket
fiyatlarını karşılaştırarak görebilirsiniz. Reel mallarda bu genelde böyledir.
Dolayısıyla,
global (her tür, buğday gibi reel mallarınki dahil) borsalarda yaratılan 10-100
katı fiyat oluşumları yapaydır, yolu da forward alımlardır ki bu açıkseçik
olarak nitelikli dolandırıcılık tanımına uyabilir, karaborsa gibi, kabzımalın
tarla kapatıp sonra da malı yakması gibi.
Bitcoin’de
bu olmuş ve oluyormuş.
Alıntı
metin sahibinin dilegetirmediği olası bir durum daha var bizce:
Ekonomide
temel harcamaların ve emniyet tasarruflarının dışında artan para, çarçur
edilmeye çok yatkındır ve ona spekülatif
yatırım denir. Kendi gözümle gazetelerde 1 milyon Türk’ün 1-10 biner dolar
gömüşünü bizzat izledim, diyelim 1990-2000 gibi.
Keza, o
zamanlar şimdi batık olan bankalar da yüksek faiz veriyordu.
Keza, o
zamanlar Banker Kastelli türü oluşumlar vardı.
Bunun
adına da piyasanın köpüğünü almak diyorlar. Bu köpüğü geçti, köpük banyosunu
geçti, bol bulduğun köpüğü popona sürmek oldu.
Çok
basit:
Boğaz’da
en pahalı yalı, 1985 gibi 1, 1995 gibi 10, 2005 gibi 100 milyon dolar idi,
bugünkü paralarla. Yurtdışında 1 milyar dolarlık ev bile var. Ev lan bu, altın
kaplasan ne olur?
İronik
olan şey, o 1 milyar dolarlık evi alacak olanın, 10 veya 100 milyarı değil, 1
milyarı olması ve o evi almak ve yaşamını aynen sürdürmek için de, 1 milyar
dolar daha borçlanması.
Türkiye
piyasalarının son 15 yıllık özeti şu:
500
milyar kuşkulu kredi var. 50 milyarı kesin battı ve tahsilat şirketlerine
satıldı. Tabii ki o tahsilatın nasıl yapılacağını tahayyül etmek çok kolay ama
burada yazmayalım onu.
Bitcoin
de oraya gidiyor bizce.
Olacak
olan özetle şudur:
Piyasa
küçültülecektir. Küçülmeden önce, fıştıklama yapıp, köpüğü alınacak paranın
havuzunu büyütüyorlar yalnızca.
Acı olan
bunun 1987, 1994, 2001 ve 2008’de de aynen böyle olmuşluğu.
Dünya’nın
lümpen halkları sınıf atlama hayali
ile, çarşıdaki pirince değil, pastaya giderken, evdeki bulgurdan olmak
üzereler.
AKP
döneminin özeti budur ama o dönem son liberal dönemdi.
Yıkılanları
toplama işini de, CHP’nin üzerine yıkacaklar.
Aazz
sooraaa…
(7Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder