Perşembe, Aralık 14, 2017

Ütopya ve Distopya: Asgardia Vakası

Cennet ve cehennem, ütopya ve distopyadır.
İnsanlar, cenneti cehennem, ütopyayı distopya yaparlar.
Cenneti cehennem yapma öyküsü örneğin, kurmacadan olsun:
Baba Karamazov rüyasında, bir arkadaşa bakıp çıkıcam, ayağıyla cennete girer. Ortalığını canına okur. Sonunda da cennetten atılır. Bunu da Kozima Dede’ye kendi anlatır.
Ütopyayı distopya yapma öyküsü ise. Gerçek yaşamdan. Tarihin ilk uzay devleti Asgardia, çok değil 2 ayda ütopyadan distopyaya döndü:
Devleti kurma düşüncesini uygulayan kişi, diktatörlüğü yeğledi. Binlerce kişi de kuzu kuzu peşinden gitti.
Neden böyle?
İnsan kötü oldukları için böyle yapmıyorlar, insanlar aptal ve cahil oldukları için böyle yapıyorlar.
Bir de, hırslı ve somutçu oldukları için.
Tuhaf olan şey, Almanca’da somutlaştırmanın da, şeyselleştirmenin de, reification sözcüğüyle karşılanıyor olması.
Tıpkı tektanrılılık gibi, tıpkı ütopya gibi, hemen herşeyi insan türü somutlaştırıyor ve şeyselleştiriyor.
Bu, kaçınılmaz değil. Bunun yapmayan istisna da çok. Zaten, tarih denilen şey, onların yüzü suyu hürmetine tarih.Yoksa, insanların tamamına yakını, 5 bin yılda daha okuryazarlığa geçemedi, internetle bile.
Bu bir kader değil.
Ancak, değişmesi 1-3 bin yıl daha alır.
O zamana kadar, cehennem kılınmış cennetler ve distopya kılınmış ütopyalar bizim…
Asgardia öyküsü dahil…
10 tane uzay devleti batırması daha gerek yani…
Onu da, Homo Sapiens değil, Homo Posterus becerecek.

(13 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: