Cennet
ve cehennem, ütopya ve distopyadır.
İnsanlar,
cenneti cehennem, ütopyayı distopya yaparlar.
Cenneti
cehennem yapma öyküsü örneğin, kurmacadan olsun:
Baba
Karamazov rüyasında, bir arkadaşa bakıp çıkıcam, ayağıyla cennete girer.
Ortalığını canına okur. Sonunda da cennetten atılır. Bunu da Kozima Dede’ye
kendi anlatır.
Ütopyayı
distopya yapma öyküsü ise. Gerçek yaşamdan. Tarihin ilk uzay devleti Asgardia,
çok değil 2 ayda ütopyadan distopyaya döndü:
Devleti
kurma düşüncesini uygulayan kişi, diktatörlüğü yeğledi. Binlerce kişi de kuzu kuzu
peşinden gitti.
Neden
böyle?
İnsan
kötü oldukları için böyle yapmıyorlar, insanlar aptal ve cahil oldukları için
böyle yapıyorlar.
Bir de,
hırslı ve somutçu oldukları için.
Tuhaf
olan şey, Almanca’da somutlaştırmanın da, şeyselleştirmenin de, reification
sözcüğüyle karşılanıyor olması.
Tıpkı
tektanrılılık gibi, tıpkı ütopya gibi, hemen herşeyi insan türü somutlaştırıyor
ve şeyselleştiriyor.
Bu,
kaçınılmaz değil. Bunun yapmayan istisna da çok. Zaten, tarih denilen şey,
onların yüzü suyu hürmetine tarih.Yoksa, insanların tamamına yakını, 5 bin
yılda daha okuryazarlığa geçemedi, internetle bile.
Bu bir
kader değil.
Ancak,
değişmesi 1-3 bin yıl daha alır.
O zamana
kadar, cehennem kılınmış cennetler ve distopya kılınmış ütopyalar bizim…
Asgardia
öyküsü dahil…
10 tane
uzay devleti batırması daha gerek yani…
Onu da,
Homo Sapiens değil, Homo Posterus becerecek.
(13 Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder