Çarşamba, Aralık 13, 2017

Zarrab İtirafçılıkla Sıyırttı mı?

Yanıtını benim de merak ettiğim bir soruydu.
Büyük ölçüde öyle görünüyor.
Deutsche Welt, ABD'nin en prestijli hukuk fakültelerinden birini barındıran Columbia Üniversitesi'nde profesör Daniel Charles Richman ile konuşmuş:
“New York Güney Bölge Mahkemesi'nin 2016’da verdiği cezaların istatistiklerine bakılırsa, dolandırıcılık davalarında verilen cezaların ortalaması süresi 29 ay, kara para aklama davalarında ise 44 ay.
2016 yılında mahkeme ile işbirliği yapanlar için verilen indirim, dolandırıcılık davalarında tavsiye edilenin cezaının yüzde 75'i, kara para aklama davalarında ise yine tavsiye edilenin yüzde 72'si olarak kayda geçmiş.”
Kabaca ilki için 7,5 ay, ikincisi için 11 ay ceman, 19 ay diyelim.
Zarrab ise, 1,5 yıl zaten yattı ki bu ceza süresi, hem onu konuşturma, hem de konuştuktan sonra salıverebilme gibi, çift taraflı bir amaca hizmet etmiş görünüyor. Bir de, onu en iyi içeride koruyabilirlerdi. Dışarıya da bilgi sızmazdı, sızmadı da zaten.
Ancak, ardışık davalar olacaksa, Zarrab yeniden yeniden mahkeme ve hakim karşısına çıkmak durumunda demektir. Bu da, onun can güvenliğini sağlayacak olanların da, onun da işine gelmez.
Bu durumda, Atilla davası peşpeşe birçok davanın sonucunu sağlamış şimdiden demektir. Jürinin Atilla’nın suçluluğuna karar vermesi, otomatikman diğer suçlarında işlendiğini kabul etmeye mahkemeyi taşıyabilir.
Ancak, hala mahkemenin kararlarının en sonul çıkarımı görünmüyor.
Neyi, ne kadar, nasıl vuracaklar?
Sanırım bunu, yaptıkları an öğreneceğiz ancak demek bu.
İsterlerse, TC’yi batırırlar.

(12 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: