Temel
tezimiz, Almanya’nın 4. Reich kurmaya doğru gittiği. Bunun potansiyel
panoramasını irdeleme arzusundayız.
Öncelikle,
AB-ABD temelli Dünya’nın 11 Eylül 2001’de bittiğini, sorunun temel rejim
sorunları olduğunu (yani sağ-sol ayrımı geyiği olmadığını), Fransa’nın 6.
Cumhuriyet arayışı içinde olduğunu (bunun ilk söyleminin bir sosyalit-kadın
başkan adayı (Royale) tarafından yapıldığını) ve parça olarak bütün içinde
anlamının bu olduğunu, (1789-1965 başlangıç momentli ilk) 5 cumhuriyetli onun
tersine, cumhuriyete İspanya’nın daha geç başlayıp, daha erken bir sürede 6
cumhuriyet geçirdiğini, 1789-1989 arasındaki cumhuriyet kavramlarının tanımının
vadesinin dolduğunu) ama 30 yıldır bir ikame sistem yaratılamadığı için, tüm
Dünya’nın politik krizde olduğunu kabul ediyoruz. 1. Dünya yeni sistem
yaratamıyor, 2.-N. Dünya bu nedenle kendine rol modeli seçemiyor. Açmaz toplu
yani.
Bu
durumda politik iktidar boşluğunun birileri doldurur tabii. Çoğu kısa süreli ve
çabuk geçici olur tabii.
Da, ama
Almanya öyle değil:
2 dünya
savaşı çıkardılar, taa Dünya’nın öbür ucunda bunlarla 2 dünya devrimine neden
oldular, aslında kendileri devrim yapıyordu ama beceremeyince, karşı-devrim ile
Nazizm’e neden oldular, şu bu.
2018
momentiyle ABD ile askeri, iktisadi, siyasi olarak aşık atabilecek tek ülke.
İngiltere, salaklığın hasını yapıp, kendi kendine AB’den çıkınca, Almanya tüm eski
hinterlandına el koydu. Bunu böyle yapacağını da, 1992’de Slovenya’nın
bağımsızlığını tanıyan ilk ve tek AB ve NATO ülkesi olarak kanıtladılar:
Kabacası, ABD’ye hayır ve çektir git dediler.
Sözü
geçen o 30 yıllık dönemde, sağolsun Alman sosyal demokratları gölgelerinden bile
korktukları (ve hala Almanya’da komünist parti kurma yasak olduğu) için,
Kohl-Merkel ikilisi, ikili bek olarak, AfD’nin neo-faşizmi için uygun toprak
yarattılar.
Bu
neo-faşizm çok çok farklı. Ama hala bir faşizm. Ancak, faşist sayıldığı
yerlerde aslında faşist değil ve faşist sayılmadığı yerlerde faşist.
Unutmayalım
ki faşizm ve Nazizm aynı şeyler değil:
Almanya
1930 gibi, diyelim birbirine eşit 3 politik güç vardı:
Komünistler,
(kendilerine sosyal demokrat diyen) sosyalistler ve nasyonal sosyalistler.
Yani, 3’ü de özde gayet toplumcu idi ve bu arada Mussolini’nin partisi de
halkçı idi ve bugün hala halkçı sıfatlı sağ parti var AB ülkelerinde.
Hitler
ve Stalin, önce saldırmazlık paktı imzalayıp, sonra birbirlerine daldılar.
Merkel-Putin
ikilisi ise epeyi farklı.
Merkel
dişi faşist olmaya eğilimli ama bunu beceremez, zaman ve zemin uygun değil. AfD
yeni bir Hitler çıkaramaz. Yeni Hitler’in peşinden bu yeni Almanlar gitmez,
onlara başka ve değişik bir model gerekli ve onun tanımı da henüz muğlak. O
nedenle, post-2-AfD dedik. Zaten aslında AfD, bir buçuk veya bir tam üç çeyrek
aşamadan geçti bile.
Arasavımız
şu: Yeşiller ve Korsanlar, bu faşistleşme sürecine tam gaz katkıda bulundu, tıpkı
Hitler zamanındaki sosyalistlerin ve komünistlerin Hitler’e katkısı gibi.
Sonuçta von Papen, başta sosyalistlerin adamıydı, aynı zamanda askeri
istihbaratçı idi ama. Bu panoramada kardeş kavgasını seçtiler ve topluca
yenildiler. Sonrası katliam.
Birinci
Faşizm / Nazizm / Nasyonal Sosyalizm’in gelmesi, 1918-1936 arası için 18 yıl aldı
diyelim. Bu arada, tüm Avrupa ve ABD nasyonal sosyalistlere katkıda bulundu,
amman SSCB gelmesin diye.
1945-1990
arası ise, merkez sağ-sol arasında, al iktidarı gülüm, ver iktidarı gülüm,
oynandı. Sonra, 2015 gibi, yani 25 yılda, 2 merkez partinin toplam oyu hızla
yarının altına düştü. Yeni, farklı, küçük, marjinal, uç, aşırı partiler devreye
girdi. İşte AfD, o uçlardan biri yalnızca. Burada önemli olan şey, hangi uç
durumun kazanacağı.
Onun
kazanıp kazanamayacağı; neo-Almanya’daki neo-Krupp’lara bağlı, neo-Almanya’nın
Alman kökenli vatandaşlarının gidişatına bağlı, azınlıklara çok-çok az bağlı,
ordu istendiği an istenilen yere dalabilir (adamlar kendi kentlerinin içinde
askeri tatbikat yapıyorlardı ve siviller onları görmüyorlardı bile), atom
bombası değil, yıldız bombası bile yaparlar (ve hatta belki yapmışlardır bile),
ekonomi desen, babalar gibi, pardon analar gibi:
İş,
politik kararlarda / kararlarla düğümlenebilir yani.
Fransa
işi, baba ve kız Le Pen, bu işle daha uzun süredir uğraşıyor olmalarına karşın,
kıvıramadılar. Orada Macron, Fransız öpücüğü politik tiplemesine tam uydu:
Gerofilikliği; başkanlık sarayına 3 metresini sokan sosyaliste, şarkıcı metresi
olan muhafazakara cuk oturdu: Bu, emmeye de gelir, gömmeye de durumu yani.
Filistin meselesinde hop dönüverdi örneğin. Uçkuru disiplinsiz olan, herşeyde
disiplinsizdir yani.
Genel
ortamı tanımladık ve post-N-faşizm tiplemesi için Post-N-AfD’nin çok-çok uygun
olduğunu açımladık.
Bundan
sonrası. aktuel olaylar ve onların yorumları…
Dipnot:
Neo-faşizmin
acelesi yok, asıl faşizmin de yoktu: Kenan Evren deyimiyle, koşulların
olgunlaşmasını bekleyebilirler ve hepsi de bekledi de.
(22 Aralık 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder