Cuma, Aralık 08, 2017

Matem Nasıl Tutulur?

Bilmiyorum. 57,5 yıldır da öğrenemedim. Özellikle kendi yazılım ölümlerinin yası nasıl tutulur, sorusunun yanıtını arayageldim hep. 6 yıl gittiğim psikiyatrist bile, bu konuda bir şey bilmiyordu.
Bir de internete bakayım dedim:
Çinliler’de yas davranışları:
“Süre 27 ay. Giyim kuşam, yiyicek sınırlamaları var. Konfiçyusçuluk bu konuda talimatlara sahip. Ölenin sınıfına göre, matem davranışları değişiyor.”
Türkler’de yas davranışları:
“Saçını ve sakalını kesmeme, saçını kesme, atının kuyruğunu kesme, kendi yüzünü yaralama, çadıra bayrak asma, elbiseyi ters giyme, başa siyah mendil bağlamak, tümden siyah giyinmek.”
Yahudilik’te ve Hristiyanlık’ta:
“Oruç tutma, elbise yırtma.”
Bu konuya yeniden dönmemin nedeni şu:
Bir akademisyen, matem davranışlarının sinemadaki temsili konulu bir tez yazmak istiyormuş. Ayaklı ansiklopedi niyetine bana başvurdu. Ona özet bir şeyler anlattım.
Benim konuyla ilgili tezlerim şunlar:
Matem bireysel bir şeydir.
İnsan, kendi ölümleri için de matem tutabilir.
Matemin toplumsal temsilleri ve simgeleştirilmişleri, davranışın töreleştirilmesi, yani gelenek görenek olmakta.
Bir insanın tüm yaşamı boyunca yasını tutabileceği 3-5 kişi olabilir.
100 yaşında sağlıklı ölen biri için matem tutulmaz. Sevgiyle anılır o başka. Çünkü matem, eksik kalan şey ve ölen için tutulur, kendin için değil. Kendin için, eğer dürüstsen, belki hiç kimse için matem tutumayabilirsin. Bunu kendine bile söyleyemeyebilirsin ama öyledir.
Geleneklerinde şu ya da bu biçimde töresel öldürme olan (kan davası, zinaya karşı cima, vd) bir kültür veya topluluk matemi hak etmez. Hele hele öldürme emri vermiş biri, biri için matem tutma hakkı hiç mi hiç yoktur.
Yani matem, bir haksızlığa uğramışlık biçimidir.
Matem, travma yaratan bir olay ertesiki davranışlardan yalnızca birisidir.
Matem, post-travma stresini atlatmak için uygun bir yol olabilir.
Geri kalanı yaşamı boyunca matem veya intihar da birer matem biçimidir.
Bu durumda, dönüp dolaşıp, insanı ancak ve ancak kendi yazılım ölümleri (büyük ruhsal travmalar) için yas tutabilme hakkı ve gerekliliği gibi bir sonuç çıkıyor.
Analar erken ölümünü gördükleri evlatları için tabii ki yas tutacaklardır. Bu tanım, onların durumun kapsamıyor. Ancak, anaların ağlayıp, gerisinin yalan ağladığını çok görecek kadar cami avlusu cenaze törenleri izledim.
Çıkış olarak, matem ile bedensel cenaze arasındaki birebir ilintinin 21. Yüzyıl’da artık bozulması gerektiğini düşünüyorum.
Öleni neşeyle anmak veya Meksika’nın ölüler bayramı daha mantıklı bir davranış biçimi.
İnsanlar zorla matem tutmak öğretilmiştir ama matemden çıkmak öğretilmemiştir. O nedenle bu iş, psikiyatristlere kalır hep. Onlar da bu işi pek bilmezler.

(6 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: