Cuma, Aralık 08, 2017

Sinema Terapisi Problematiği 2: Duygular

Sinema zaten kendi kendine karınca kararınca çağdaş insanın duygularını terapiliyor, psikiyatristlere gerek yok ki bunun için:
İnsanlar tüm bir yaşam boyu hiç korkamadıkları (yani öyle durumlarla karşılaşmadıkları) için, korku filmi izliyorlar, tekdüze yaşamlarından sıkıldıkları için, aksiyon filmi izleyip kendilerini adrenalinliyorlar, yaşamları boyunca aşk nedir bilemedikleri için, romantik filmlere gidip, güzel kadınlarla ve yakışıklı erkeklerle kendilerini özdeşleştirip, ego masturbasyonu yapıyorlar, vd, vb…
Bunların dışında, eğer insanlar bu filmlere gidip, gerçekten zor psişik sorunlarını çözebilselerdi, başkalarıyla da empati kurabilip, azınlık düşmanlığını azaltırlardı. Örneğin, otistik / asperger sendromlu çocuklarla ilgili filmler, insanların bu konuyla ilgili önyargılarını değiştiremedi, bizzat tanığım. O etki yoksa, bu etki hiç olamaz, olamadı da zaten.
Yani, psikiyatristler para kazanmak için yeni oyuncaklar bulup onu pazarlamak zorunda, sinema terapisini bu konuya alet ediyorlar.
Psikiyatristler 2’ye ayrılırlar:
Dezenformasyon yapanlar ve yapmayanlar. % 95’i ilk gruptadır ve sinema terapisini de bu işe alet etmişler gibi görünüyor.
Hastalar açısındansa:
Bir filmi bir psikiyatrist önerdi diye izlemekle, arkadaşın önerdi diye izleyip sıkılmak, arasında fark yoktur: Elalemin ipiyle kuyuya inilmez. Kendin seçersin filmi, ayrı konu. Psikiyatrist dediğin, film seyretmekten ne anlar ki?
Sinema terapisi, bir noktada işe yaramış görünüyor:
Pandalara sevişen panda filmi gösterilince, frijidlikleri azalmış. Ama biz, bir psikiyatrist eğer hastasına porno film izlemeyi önerirse, kafasına tavayı yiyeceği kanısındayız. Ha, doktor dediğin Dr. House ise, ayrı konu.
Buradan çıkan sonuç şu:
Şu sıralar moda olan ‘kadın dostu’ ibareleri gibi, yakında porno filmlerin girişinde, ‘deli dostu’ ve ‘bunu kesin Freud önerdi’ gibi ibareler görebileceğiz. Üzerinde ‘Dr. Hannibal önerdi’ yazanlardan kesin uzak durun, deriz.
Dipnot:
Olmaz olmaz demeyin, feminist porno bile var artık.

(7 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: