Cuma, Aralık 29, 2017

Rüya Sürücülük, Doğaçlama Rüya, Öykü Yazma

Önnot: Bu metnin yazmamın, 600 küsur rüyamı yazdıktan sonraya kalması çok tuhafıma gitti.
Rüya sürücüler, kendi rüyalarını kurmaca biçiminde düzenleyebilirlermiş, diğer bir deyişle istedikleri gibi rüya görebilirlermiş.
Bu özellik, bende yok. Yazılı rüyalarımın imlediği üzere, rüyalarım kısa doğaçlama parçaları üzerine kurulu. Parçalar, bellekten gelen anı parçacıkları, yollar ise uyurkenki zihin temizleyici duygulanımlar olmakta.
Bunun hangi evla? Bilemedim açıkçası.
Bir de, Gaiman’ın rüya ülkesi / gündüzdüşü sürücüsü öyküsü üzerinden yarattığı, gündüzdüşü sürücülüğü de var.
Bense, rüya ile gündüzdüşü arasında ve dışında da epeyi rüya ve rüyacık türü olduğunu ama bendeki en sık tezahürlerin rüya ve gündüzdüşü biçiminde olduğunu kendimde izledim.
Ek: 11 yaşımdaki çocuk kütüphanesindeki yoğun okumalar ve ateşli uzun bir hastalık dönemi ertesinde gelen, gündüz yürürken sesli doğaçlama öykü anlatmaları, daha çok gündüzdüşü / gündüzkabusu ve uyanıkkenki havaleler biçimindeydi gibi.
O nedenle, Gaiman’ın şu ya bu biçimde farklı zihinsel etki parametreleri (delilik, uyuşturucu?) olduğunu düşünüyorum.
Dönelim ana soruya:
Hangisi evla?
Doğaçlama rüya görmek, duygusal olarak beni daha çok arındırıyor. Bunu yeğlerim.
Şerh: Güzel duygulu rüya olmasına karşın, beni az arındıran veya hiç arındırmayan rüyalarım da oldu. Bunun farkını yıllardır öğrenemedim ve göremedim.
Rüya sürücüleri gördükleri rüyalar, duygusal olarak temizliyor mu, onu bilmiyorum.
Rüyanın ana amacı, duygu temizlemek mi, onu da bilmiyorum.
Rüyanın bendeki veya diğer insanlardaki (eğer varsa) amacı ne, onu da bilmiyorum.
Sonunu bilmediğim öyküler okumak da, beni daha çok doyurur. Doğaçlama rüyalarımı bu nedenle yeğliyorum.
Çok hızlı olsalar da, rüyalarımı yakalayabilmeyi, dondurabilmeyi ve yazabilmeyi öğrendim.
Ancak, kurmaca tasarlamaya başladıktan sonraki, gündüzdüşü öykü tasarımlarımı zihnimde dondurup, kayıtlayıp, anımsayıp, tam yazamıyorum. Oysa, zihnime blok-bütün olarak düşen 100 sayfalık sinema kitabını 1 hafta uğraşıp yazabilmiştim, yıl 2000 gibi.
Buradaki sorun, öykülerin akışının oynaklığı. O akışı yakalamayı öğrenemedim henüz.
Bunu öğrenmek ve öykü yazıcı olmak niyetinde ve arzusundayım.
Senaryodaki 1 dakika 1 sayfa üzerinden hesabını geçerli sayarsam, belki 20, belki 30 dakikalık öyküler kafamdan blok geçiyor bu sıralar.
Onlar da, rüyalarım gibi, gerçek yaşamdaki bellek kayıtlarımdan apartmalar içeriyor ama bu apartmalar, daha çok seyrettiğim filmler ve okuduğum aksiyon romanlarındaki parçaların eklektiği biçiminde olmakta.
Burada, rüya sürücü öykülemeyi yeğlemeyebilirim ama bu tür kurmaca akışlarımda, zaten daha önceden de öykü akışına müdahale edip, öyküyü birden çok sayıda ve farklı biçimlerde yazabiliyordum ki bu da öykü sürücülük bir bakıma.
Örneğin, bilimkurgu roman taslağım olan ‘Tsunamide Sörf’ün 5 versiyonu filan birarada ve üstüste duruyor zihnimde hala. En son, onun en iyi çizgiroman metni olacağına karar vermiştim örneğin ama süreç, 1993-2017 arası olarak 25 yıllık. Ara ara aylarca gömüyorum derine, duruyor orada.
Yani, Gaiman üzerinden kendim de, gündüzdüşü sürücülük üzerinden öykü yazıcılık gibi bir yönelim içindeyim.
Ki bunun yeni bir yazın dalı veya altdalı olduğu kanısında olduğumu da imlemiştim.
Dipnot 1:
Gaiman’ın öykü türü, hala bir tür sayılmayabilen Feneon türü gibi bir şey. Hala dikkati çekmiyor ve çok okunan bir tür üstelik.
Dipnot 2:
Gülünç rüyaların, olumlu ve olumsuz (kabus) gibi adları yok. Olabilir ama.
Dipnot 3:
Rüya janrları da olabilir. Gülünç rüya bir janrdır. Rüya janrları öykü janrlarından farklı adlandırılacaktır ve içerikleri de farklı olacaktır.

(28 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: