Pazartesi, Temmuz 10, 2017

Bilgi’nin Acı’yı Yenmesi ve Silmesi

Ursula K. Le Guin, ‘Mülksüzler’de şu ya da bu acının dindirilebileceğini ama (büyük a ile) Acı’nın dindirilemeyeceğini yazmıştı.
‘Mülksüzler’i okuduğumda 1990 idi. Şunu tam hangi yıl yazdım anımsamıyorum ama ondan sonraydı:
Sevginin karşıtı nefret değil, öfkedir. Öfkenin karşıtı ise, ne sevgidir, ne nefrettir, bilgidir.
İşte bu (büyük b ile) Bilgi, Acı’mı yendi ve sildi.
Bu, beni insanlık evime ve/ya ev-gezegenime geri döndürmedi, tam tersine Homo Posterus yolunda bir adım daha attırdı, Evren’e bir adım daha çok taşıdı.
Bir şeyi daha farkettim:
Son 2 yıldırki; kedi ve çocuk sevgim ve insanlaşmam, hem hezimetle yenilgi, hem de bu öfke ve nefretin bilgi ve Bilgi ile yok edilmesi ve/ya onun tarafından soğurulması imiş. Ki bu bir Kafka-eskmetamorfoz ve olumlu veya olumsuz olması önemsiz ve zaten hem olumlu, hem olumsuz, ne olumlu, ne olumsuz (bu benim eski mantık önermeleri dizim).
Açıkçası, epeyi zamandır bir adım daha atamam, bir aşkınlaşma sıçraması daha yapamam sanıyordum.
Yalnızca geçirdiğim 1 yaşgünümün gecesi, beni buralara getirdi.
Gece gibi geçmiyorum, gecenin içinde akıyorum: Su-tao gibi.

Bu tarafa gelmiyordum ama bu bir eksodus: Işığa çıktığımı gördüm çünkü. Bir aydınlanma yaşadım yani.

Hiç yorum yok: