Gazete
Duvar’da Metin Gürcan, durum için şöyle bir açılım yapmış:
“15
Temmuz gecesi, ya aktif (bilfiil sokağa çıkarak), ya da pasif (aktif bir
tutumla kalkışma karşıtı pozisyon almayan ve bekle-gör politikası takip eden)
subayların FETÖ’cü motivasyon, pragmatist (kariyerist) tavır, aşırı AKP karşıtlığı,
şantaj mağduriyeti ve emirlere mutlak itaat gibi farklı motivasyonlarla
kalkışmaya katıldığını söylemiştim. Ama bu ‘darbe treninde’ arkasına takılan
vagonları çeken ‘lokomotifin’ FETÖ’cü motivasyon olduğunu da vurgulamıştım.
Ayrıca bu farklı motivasyon vagonlarını da, 15 Temmuz gecesi ‘darbe trenine’
bağlamayı beceren de, gene FETÖ’nün TSK içindeki ‘kurmay zekası’. Bir de o gece
‘darbe treninden’ inen, yine o gece daha önce trende değilken son bir kararla
darbe trenine binen, yine o gece trenin varlığını hisseden ama harekete
geçtiğinde önünde durup onu durdurmak yerine seyredenler olduğunu da ekleyelim.
Şimdi biz, bu trenin lokomotifindeki FETÖ’cüleri, farklı motivasyon
vagonlarındaki yolcularını, o gece trenden inenleri, o gece trene binenleri,
bakıp seyredenleri, hatta hiç bir suçu olmayan ve trende olduğunu zannettiğimiz
askerleri birbirine karıştırdık. Onları artık birbirinden mahkeme süreçlerinde
hakimlerimiz ayıracak. Ama bu ayırma işlemi çok zor bir hukuki süreç olacak.
Çünkü bu motivasyon karmaşası ve birbirine karışan ‘kuru’ ve ‘yaş’ odunlar,
öyle bir yumak ki çözebilmek çok zor.”
Makul
ama eksik bir açılım.
İhanetleri
belirtmemiş. Haberlilik ve habersizlik ayrımını belirtmemiş. Darbedeki iktidar,
muhalefet, nötrler arasındaki birden çok kamplaşma belirtilmemiş.
1 yıl
sonra görünen panorama şu:
Olanın %
95’i hala açıklanmadı. Açıklanamadı değil, kasıtlı olarak açıklanmadı.
Yalan
söyleyen çok kişi var. Susan çok kişi var. Kaçan çok kişi var.
Yine de
olay, Gürcan’ın sandığı kadar kördüğüm değil:
Birilerinin
darbe işine geldi ve haberliyken sustu: Bu da, birden çok grupta farklı
nedenlerle ve motivasyonlarla yaşandı.
Birilerinin
elenmesi, birilerinin işine geldi ve birileri sustu.
Zekası
ve/ya ve bilgisi eksik çok. Kim vurduya giden de çok.
Sorular
basit:
Durumdan
kim kazandı, kim kaybetti?
Belli
ama bunları saymayalım.
Fethullah
son kozunu veya kozlarını oynadı mı?
Hayır.
Darbe
girişimi AKP’ye yaradı mı?
Evet.
AKP şu
an sallantıda mı?
Evet.
Çıkarsama:
Demek ki yalnızca 1 yıl kazanmışlar, kazanabilmişler.
Onu da,
Yürüyüş’e karşı 15 Temmuz 2017 restiyle, son kozları olarak harcıyorlar. Onları
şu anda, savaş dahil, kurtarabilecek bir şey kalmadı, çünkü Batı onları gözden
çıkardı. Yani, bu ülkede ne olup bittiğinin şu andan sonra pek o kadar önemi
yok.
Gülen,
kalkıp ülkeye gelmekten artık söz ediyorsa, herhalde asılmak için değil.
Eğer
Gülen, bakın eğer diyorum, gerçekten tümüyle bu askeri darbemsiyi düzenlediyse,
gerçekten eksik zekalının tekidir demektir. Ergenekon’dan sonra orduda
emir-komuta zincirinin kalmadığını, bu işin aksayacağını görememiş demektir.
Birine
Fethullah’çı demekten yargılanmış ve ertelenmiş ceza almış biri olarak açıkça
yazıyorum:
Bu oyun
burada bitmez. Bunların ayak oyunları bitmez. Bunlar bir daha anlaşır, bir daha
bozuşur. Köşe kapmaca oynuyorlar, 4. Dünya’nın kenar mahallelerinde ve bu
onlara yetiyor. Fethullah, hiçbir zaman gerçek eğitimli birilerini bulamadı, iki
tarafın da batışı ondandır. Para desen, herkeste var, onda da var.
Ama
beyin, strateji, vs kimsede yok.
Böyle
de, darbemsiler yapıp, ona karşı çıkıp, vd eğleniyorlar işte.
Sonra
da, Büyük Abi’ler gelip dağıtıyor onları.
(12 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder