Salı, Temmuz 25, 2017

Türk'ün Talibanistan'ı

Fehim Taştekin, böyle bir deyim kullanmış ama zaten baştan boşta bir kavram. Çünkü Türkiye, Barzanistan’la da meşgul, Müslimistan’la da, Öcalanistan’la da.
Türkiye’nin herhangi birine ağırlığını koyması, ABD’nin aynısını yapmasına benzer durumda artık.
Yani, herkes çok elle oynuyor, herkes herkese ihanet ediyor. Tabii burada, Kürt’t Kürt’e ihaneti özel anlam taşıyor.
Gelelim alıntı ve yorumlara:
“Türkiye’nin Azez-El Bab hattındaki gibi İdlib’de de cihatçılarla ortaklıkta ısrar etmesi, ABD’nin Rusya ile birlikte bir denge tutturmaya çalıştığı yeni dönemde eskisinden daha fazla riskler barındırıyor. Bu tür oyunlar sendeleyeni götürüyor.”
Yanılgılı saptama. Büyük oyuncular sabit, küçük oyuncuların adları ve içerikleri değişir, oyuncu sayısı kalabalık kalır, kimse kazanamaz, orta ve büyük oyuncular oyunda hep sürer ki 5 yıldır zaten hep böyle.
Olayın en büyük kaybedeni ABD. Obama Arap Baharı’nın tarihin ve kendisinin yüzkarası olarak tarihe yazdı. Trump, bildiğimiz Trump, durumu daha da berbat kılıyor yalnızca ama militarist oligarkların istediğini yapıyor oralarda, o da kesin, çünkü tersi durumuda seçilemezdi zaten.
“… günün sonunda ellerinde kalacak olan bir avuç savaş ağası ve hacıyatmaz muhbir gediklisidir. Vekil örgütlerle iş tutanların sonu hüsrana uğramaktır.”
Artı, bilmez, bilmediğini bilmezler: Senin gibi ve hatta Hüsnü Mahalli gibi.
Savaş lordları, zaman içinde sayıca, kimlikçe baki değildir. Dolar milyarderleri gibi, 5 yılda 1, üçte birlik oranda sıfırlanırlar. Kaşıkçı’yı bugünün insanlarından kim anımsıyor (ki hem FKÖ’ye, hem de onu yok etmek için uğraşanlara silah temin ederdi ve Bekaa Vadisi’nde, hem faşistler, hem komünistler 100 metre aralı kamplarda eğitim görürlerdi)?
Savaş lordları, ‘Mehmed’in Kitabı’nın gösterdiği üzere, hem devlette, hem gerillada olabilir; terörün devlete karşı-terör, gerillada terör olarak var olması gibi ki bunlar birbirini tamamlarlar ve ancak ve ancak birlikte anlamlıdırlar, çünkü kördöğüşünü yaratan şey, bu çift-taraflı neden-sonuç ilintili mantıksal geri beslemedir.
“İran’ın Ortadoğu’daki milis koordinatörü Kasım Süleymani’nin Moskova’ya gidip durumun ciddiyetini Vladimir Putin’e anlatmasından sonra Rusya, 30 Eylül 2015’te savaşa doğrudan katılarak yeni Osmanlılara lokum dağıttıran ‘fetih’ dalgasını kesti.”
Tam tersine:
Eğer Rusya, savaşa girmeseydi, bugünkü avantajlı durumumuzda olamazdık, çünkü ABD’nin Türkiye’ye biçtiği rol, taşeronluk bile değildi ve hala değil. Üstelik Türkiye, tarihte ilk ve muhtemelen son kez olarak, bir Rus uçağı düşüren tek NATO üyesi iken.
Evet, Türkiye durumdan kendine görev ve pay çıkardı ama bu, Özal’ın ‘1 koyup 3 alma’sı değil, çünkü bizzat savaş alanında olan bir ülke durumuna geçti, o zaman yalnızca üsleri açmıştık. Evet, bunun bedelleri çok daha farklı ve ağır olabilir ama Taştekin ve hempalarının sandığı yönde değil. Son 2 yılda fazladan 10 bin TC vatandaşı öldü örneğin, bu yönde yani: Doğum kontrolü yoksa, ölüm kontrolü vardır.
“6 yıl boyunca desteklerini esirgemedikleri Nusra liderliğindeki selefi güçler de, şimdi IŞİD gibi karşılarında. Rakip selefi gücünü dost selefi gücüyle elimine etme taktiği daha önce IŞİD’e karşı denendiği gibi İdlib’de de Tahrir’e karşı deneniyor.”
IŞİD selefi mi? Onların ilk vuracağı ülkelerden biri Arabistan olur. Öyle sayılan El Kaide’nin yaptığı gibi. Taliban’ı hem SSCB, hem ABD besledi ama aynı zamanda Taliban, hem ABD’ye, hem Rusya’ya karşı savaştı.
Yani, katastrof kuramının geçerli olabileceği koşullarda, anlık değişimler sıçramalı olabilir ve bu kaos matematiği demektir ve bu da şu anki koşullar demektir.
Çok hızlı taraf değiştirmeler olduğunu, Taştekin de yazdı, biz de yazdık. ABD ile Rusya bile, birbirlerine hasım ve dost olarak, savaşta çok kez taraf değiştirdi son 5 yılda.
“2011-2014 arası Esad’a karşı silahlanan kim varsa, hepsi Türkiye’nin gözünde ‘muteber’ devrimciydi.”
Yanlış.
Türkiye’nin tutumu ve davranışı, ilk 2013 Aralık, son 2015 ilk genel seçimi genel momentleri ile 180 derece yön değiştirdi. AKP, başta kalabilmek için, savaş şıkkını kullandı ve hala da kullanıyor.
“El Kaide’vari örgütlerin desteklendiği bu süreçte bir ülkeye karşı ağır suçlar işlendi.”
Ülkelere karşı suç işlenmez insanlara ve halklara karşı suç işlenir. Bu suçların bedelini geçmiş veya müstakbel devletler öder veya üstlenmez, o ayrı konu.
Son çıkış alıntısı ve yorumu:
“CIA’in desteklediği savaşçılar geçen 4 yıl içinde, tahminen Suriye ordusu ve müttefiklerinden 100 bin kişiyi öldürdü veya yaraladı.”
Bizce, Kuzeybatı Irak da konuya katılmalı, sivil ölümleri de öyle. Bu durumda gerçek toplam sayı, 1 milyonu bulur ve hatta geçer bizce (bölgedeki toplam nüfusun % 4-5’i olarak). Çünkü, CIA’nin desteklemediği onlarca grup ve kişi savaşa bir giriyor, savaştan bir çıkıyor ama savaşı yaratan CIA ve diğer 18-ABD-savaş kurumu ve durumdan tümüyle o(nlar) sorumlu.

(23 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: