Pazartesi, Temmuz 17, 2017

Baydemir Kendi Tekzibini Tekzipledi

Baydemir aslında şunları söylemiş:
“Bir tek adım atılmadı. Hükümet süreci uzattı, adım atmadı. Bu adımların atılmaması da güvensizliğe neden oldu. Açıkça söyleyeyim, iki taraf da artık ‘Bu süreci kim bozacak, kendimizi savunalım’ pozisyonuna geçti. İki taraf da birbirine güvenmiyordu. İki taraf da diyordu ‘Süreç bir gün biterse, biz kendimizi savunabiliriz’.”
Kendini savunmak ne demek?
Savaş, demek.
Savaş ne demek?
Çözüm süreci yok, demek.
Nasıl tekzip bu?
Gelelim ne olduğuna:
2015 ilk seçimi, siyaseti kilitledi. O noktada çözüm süreci çoktan boşta kalmıştı zaten. İstenirse, 2 veya 3 aşamalı irdeleme denenebilir.
Sonra ne oldu?
6-10 günde PKK, IŞİD, TC, birbirine saldırının 6’lı kombinasyonunun tamamını yaptı.
Bu, ister provokasyon sayılır, ister olağan. Bizce olağandı. (Sürpriz olan şey, IŞİD’in o çıkışıyla, şimdiki suskunluğunun birbirine tersliği ki bu yalnızca devlet karşı-terörüne bağlanamaz.)
Ancak şu kesin:
50 bin kişinin geleceği düşünülen ama 5 kişinin geldiği bir sivil direnişe geçildi. TC bunu askeri savaş kıldı.
Kürtler’in yaptığının yanlışlığını İsmail Beşikçi bile yazdı.
TC istedi bir göz, PKK verdi iki göz. Daldı evlere.
Bunları dememiş Baydemir.
Bir de, hiçbir HDP’linin PKK aleyhine gıkının çıkamadığını, ölen sivillerde onların da veballerinin olduğunu.
O nedenle, Baydemir tekzip etse de durum aynı:
2 taraf da, hatta 3 taraf da savaş istedi ve aldı. İronik olan şu:
Herkes kaybetti. AKP bu adım ile kendini bitirdi: ister Bezm-i Alem, ister BBP, ister MHP çizgisi densin, AKP’liler ve eski Akıncı ruhu / anlayışı tırsaktır ve o çizgiden tırstı. Çalmak başka, öldürmek başka yani.
Ancak, onyıllardırki savımızı hala yineliyoruz:
Nasıl ki AKP’lileri ancak ve ancak uluslarası hukuk kurumları yargılarsa, HDP’lileri de öyle olabilecek ve Baydemir, bunlardan biri olmayı hak ettiğini, kendi alnına 32 punto ile yazdı bu açıklama ve ters tepen tekzip ile.
Dipnot:
Savaşan tüm tarafların insan ve savaş suçu işlemesi durumu, yeni küçük savaşçıklarda tüm tarafların küçük ölçekli ve birbirine yakın güçte olması nedeniyle çoğaldı ama yine küçük ölçekli olarak. Sonuçta hala, Afganistan’ın veya Suriye’nin % 10’u veya % 20’si ölmedi: Büyük ölçekli savaşlarda öyle olmuştu ama. Bu, ek kayıt olarak dursun. Kürtler’de de, 34 yılda 8 milyonda 80 bin ölü dense bile, % 1 ile çok düşük bir ölüm oranı var ve göç oranı yine çok yüksek: % 30-40. (Bunun istenilen savsal Kürdistan’ın Kürtler tarafından eylenmiş de-kürtifizasyonu olduğu da başka bir konu.) Not: Neo-Kavimler Göçü, tarafımızdan kezlerce yazıldı, onlar burada yinelenmeyecek.
(17 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: