Pazartesi, Temmuz 24, 2017

Oğuz Atay Negasyonu

Yaz yaz bitmez bu konu.
Tutunan olmak isteyip, tutunamayan kalmak başka şey; tutunamayan olmak isteyip, tutunamayan olmak başka şey.
Oğuz Atay, tutunmak isteyen bir tutunamayan idi, o da belki.
Oğuz Atay, keşfedilmemiş bir yazardı ve bu moment, tutunamayanlık değildir.
Tiyatro konusunda rehberi Yıldız Kenter olanın, ‘Oyunlarla Yaşayanlar’ı tabii ki keşfedilmez, keşfedilemez. Ayrıca not: O ölene kadar, o oyunu bu ülkede hakkıyla oynayabilecek tiyatro da yoktu. Sonradan tarih o tarafa aktı ve oyun-tarih içiçe çakışması yaşandı.
Tutunamayanlık konusu, kaybedenler klübü geyiğiyle sürdü. Kimse, dizi jargonundaki ‘loser’ın / ‘kaybeden’in Türkçe’ye ‘ezik’ diye çevrildiğini yazmadı ama. Atay, ezikti, de denebilir pekala.
Oğuz Atay, eğer tutunamayan olsaydı, ağır hastalıktan ölüme mahkum olduğunda, ölmek istemeyip, yaşamak isteyip, ‘burunlarından fitil fitil getirmek’ istemezdi gerçek yaşamında.
Kendi roman kahramanlarını intihar ettirmek başka şey, kendisi ölüme mahkum olduğunda ötanazi / intihar etmemek veya edememek başka şey.
Oğuz Atay; bunların yanısıra, beyhude ve nafile idi: Tanpınar gibi (ki sağ ilkin ikisini 1990’larda birarada keşfetti). O dönem insanları için kullanılan ‘kıtıpil’ (bir başka biçiçmiyle ‘kıtıpiyöz’), onun için de kullanılabilirdi.
Bunların yerine, bir sovyet kadın eleştirmen, onun için ‘o entelektüel değil, entelejensiyadır’, yani ‘bağlanmıştır’ / angaje saptamasında bulundu. Bir tutunamayan, bir bağlanan değildir.
Yani bir tutunamayan, zorla da olsa, talihle de olsa, yanlışlıkla da olsa, özgürdür, toplumun hesapdışı ve özgür bıraktığıdır.
Oysa, Atay’da en son bulunabilecek şey özgürlüktür.
En kötüsü de, o bir ankaralı yazardır, hem de erkek ve ankaralı bir yazardır.
Gri-boz-kahverengi ruhludur ve bu duygudurum, onu gömmeye yetti. Not: Gri-boz-kahverengi 1. TC’li kadın yazarlarımız, ölmez ama, öldürmez de, süründürür ama, okuru sürüm sürüm süründürür.
Hah, işte ‘Tututanamayanlar’ okuru sürüm sürüm süründüren bir romandır. Oysa o mazohistçe süründüren gordium düğümü, çoktaan Barbar İskender’lerce kesildi gitti.
En acısı da şu:
Onu bugün ayıla bayıla okuyan ezeli-ebedi ergenler de ölmez, yalnızca cüzdanlarını hışırdatırlar onu okurken, cüzdanları dolu dolu olarak sürünürler, bundan mazohistçe de zevk alırlar.

(21 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: