Galip
Tekin vefat etmiş, başımız sağolsun.
Vefatı
nedeniyle Ekşi Sözlük’te yazılanlar, bana oturup bir düşünme, bazı kavramları
tartma, bunları da yeniden yazıp yayınlama dürtüsü verdi.
Türk
karikatürünü, okumayı öğrendiğim 1966’dan ve Akbaba’nın son döneminden beridir
izlerim. Gırgır’ın sıfırdan doğup zirveye çıkışını, sonra da batırılışını
izledim. En son Penguen’in kapanışıyla; Akbaba, Gırgır, Limon, Penguen olmak
üzere, 1967-2017 arasındaki 50 yılda 4 ana-karikatürsel kuşağın bitişini ve
batışını izlemiş oldum. Bu dönemde gözlediğim bazı şeyleri yeni kuşaklar
bilmiyor, eski kuşaklar unutmuş görünüyor.
Oğuz
Aral, 1972’de Gırgır’ı ilkin Günaydın eki olarak çıkarmadan önce, Akbaba’da
çizerdi. Ünlü Utanmaz Adam’ı ilkin Akbaba’da yayınlandı. Bunu bilen ve
anımsayan çok az örneğin.
Aral,
kendini baba-godfather-mutlak patriyark görürdü, çiçeği burnunda çizerleri,
çırakları, manevi oğulları da öyle. Ki bunların bir bölümü hala eski Penguen
kadrosunda idi.
1970-2010
arasında Türk mizahı, kendisine nedense Fransa’yı eksen almıştı. Kendilerine
destek olunmadığından sürekli yakınan Türk çizerleri, muhakkak bir Fransız
çizeri taklit ederdi. Aral da, onları bunlara göre konulara yönlendirirdi.
Rahmetli Serdar Sarı’yı absürd mizaha da, Tekin’i fantastik konulara da, Aral
yönlendirdi. Bu bir.
Tekin,
bir taklitçi olarak, bence 3. veya daha aşağıda sınıf bir çizerdi. Daha önceki,
karikatür-çizgiroman karşılaştırması yaptığım metinlerde belirttiğim üzere,
çizgiroman çizen karikatüristlerin çizgileri akademik figürizmden yoksun olur,
akademi mezunu olsalar bile. Tekin’inki de öyleydi. Bu iki.
Tekin’in
türü, ne fantastik, ne bilimkurgu idi, ikisinin de karikatürü idi. Karikatür
konusu denemeleri ve arayışlarıydı yalnızca. 1980 gibi, bu açının meraklısı epeyi
azdı, ancak 2010’larda meraklısı çoğaldı. Bu üç.
Bu
durumda Tekin ve vefatı, müteveffa Sarı, artık çizgi dışındaki İlban Ertem gibi,
gündem dışı kalınca unutulacaktır. Şu anki ilgi, yalnızca sosyal medya
viralitesidir. Bu viralite, Aslı Erdoğan hapisten çıktığında, onun kitaplarını
sormak açısından en çok 1 ay sürmüştü. Bu dört.
Her
zamanki gibi, konunun tarihini derlemek ve tarihe aklı başında not düşmek,
bendenize kaldı. Bu da beş ve son.
Dipnot:
Karikatüristlerin
çizgiroman çizmesinde, (Dünya’da bile) oturmuş örnek olmadığı için, konunun çapraz-medya’laşması
yakın gelecekte yazılacak.
En kötü
örneklerden biri ise, karikatürist Sergio Aragones’in ‘Groo’sudur. O, sonunda ‘Despicable
Me 1-2-3’ serisine ilham kaynağı olmuşa benzer, çünkü oradaki başroldeki
kahramanın adı da ‘Gru’.
(6 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder