Bu lafa
bayılıyorum, nereye çeksen geliyor:
Avuta
çıktı, uyar.
Trend’de
‘out’, uyar.
Kırmızı
kart, ‘out’ uyar.
İnternette
/ sosyal medyada ‘out’, terk ve trend düşüşü uyar.
Yılmaz,
1990 sonrasıki yeni kuşak tolkşovcuların ikinci altkuşağına mensup. Birinci
kuşak, Aziz Üstel’i falan içeriyordu, onlar daha hızlı avuta çıktılar.
Aynı
altkuşağa mensup Beyaz ve Bayülgen, Yılmaz’dan önce avuta çıktı. Yılmaz,
Boğaziçi’li olmanın üfürüğüyle, ezeli-ebedi ergen esprilerini daha uzun süre
yürütebildi.
Yılmaz,
bu rüzgarla yedikçe yedi, şiştikçe şişti, patlama noktasına geldi: Göbeği de,
egosu da.
Sonra
hayat onun da gazını almaya, rüzgarını çekmeye başladı.
E o da
napsın? Araba yaptı olmadı, sevgili yaptı olmadı. Bari, sosyal medya hesabını
kapatayım da, reklam olsun dedi.
Konuyla
ilgili en güzel espriyi, çoğunluk olduğu üzere Zaytung yapmış:
“Cem
Yılmaz'ın Twitter hesabı yarın saat 9'da @tesvikiyecamii'nde kilinan cenaze
namazinin ardindan milyonlarca takipci ve binlerce yumurta esliginde son
yolculuguna ugurlanacak...”
Yumurta
kısmı beni bitirdi, çünkü onu hep yumurta yağmuruna tutmak istemişimdir, çürük
olması gerekmez.
Yahu be
adam, sen Gırgır ekolünden gelmişsin. Orada en son bulunacak şey cıvıklıktır.
Kalktın,
peek bi kürtçe-şive’leşen Yılmaz Erdoğan ile de kanka oldun.
Senin
konumun ne be abi? Beynin var mı be abi?
Abi
dediğime bakmayın, ben ondan büyüğüm, üstelik ben de BÜ mezunuyum.
Leman’da
sözlü espri yayınlatmışlığım da var. Üstündağ tarzı yani.
Yani,
bunları deme hakkım var yani.
Yılmaz’ı
yumurtalıyoruz o zaman yani.
(19 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder