Pazartesi, Temmuz 03, 2017

1924, 1961, 1982, 2017

Bazı yorumcular, her anayasa değişimini birer cumhuriyet değişimi sayıyorlar. Bu hesaba göre bizler, son değişiklikle 4. Cumhuriyet’e girdik.
Ancak, ilk 3 anayasada da ortak nitelik laiklik idi. Oysa bu anayasa, laik falan değil. Arada açık bir ayrım var yani.
Biz ise hala, 1. Cumhuriyet’in Aralık 2013’te bittiğini, çünkü devletin süreksiz devlet formuna geçtiğini ve hala sürekli devlet formuna geçemediğimizi, dolayısıyla hala bir ara, Fetret, geçiş dönemi yaşadığımızı savunuyoruz.
Zaten ayrıca; 1938, 1950, 1960, 1971, 1980, 1983, 1993, 2003 devlet formu değişiklikleri de mevcut. Aralarında 2. Cumhuriyet sözünün edildiği ilk ve aslında tek olanı, 1960 darbesi.
Bu açıdan bakınca, 1925 ve 1938 gibi daha önceki, 1968’liler ve 1978’liler ayaklanmalarını da devlet süreksizliği saymıyoruz.
Asıl önemlisi Türkiye, Aralık 2013 ila Temmuz 2017 arasında bir zamanda (veya zamanlarda) % 50’den çok yanılmış devlet oldu. Şu an için devletin reformu ve restorasyonu, 5-15 yıl alacak durumda, o da Temmuz 2017 momentiyle ve ufukta bunun için bir olasılık görünmüyor hala.
Bir şerhimiz de, Türkiye’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin, anayasanın ve epeyi yasanın yazılıp uygulanmadığı yönünde: İmam nikahına çok-çok az ceza kesilmiştir ve/ya uygulanmıştır örneğin, oysa dini nikah yasayla yasaktır hala.
Ara şerh: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bile, yaşama hakkını tanıyıp, aynı zamanda devletlerin vatandaşlarını savaş alanına sürmesine, yani bir bölümünü ölüme yollamasına karşı çıkmaz. Yani bu, ‘uygulanan yasa ile yazılı yasa arasındaki boşluk’ konusu, her yerde var.
Doğrudur, kriter değiştikçe, devlet veya kaçıncı cumhuriyet olduğu da değişir ama bizce anayasa bir kriter değildir.
Yeni cumhuriyet tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde, bu metnin tarihe kayıt düşmesini de gerekli gördük.
Dipnot:
Bu metni, devlet karşıtı bir anarşist kuramcı olarak yazdığımı belirtmiş olayım. Ancak bu kuramcılık, devletin olmadığı yerde kitlenin zıbıttığını gözlememe ve yazmama da engel değil.

(1 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: