Gaiman-Sandman-4,
aksiyonsuz / durgusal / poze-motor duygudurumunda. Mitolojik-fantastik olmakta.
Bildiğim kadarıyla mitoloji ve onun duygudurumu, fantastik geleneğin dışında
kalıyor, daha çok da masal-folklor alanı içinde kalıyor gibi.
Bu
durum, aşağı yukarı Amerikan Tanrıları için de böyle.
Gaiman
bir şeyler yapmaya çabalıyor ama ne olduğu ikisinde de belli olmuyor. Oysa
konu, referans haritası çok yüksek çözünürlüklü bir alanda yer almakta.
Gaiman,
ya yüksek dozlu farklı bir uyuşturucu kullanıyor, ya da nörolojik ciddi bir
sorunu var, psikiyatrik değil, nörolojik. Algısı farklı.
Dili
aşırı lirik ama hiç mantıksal / mantıklı değil. Oysa, onun hayal kırığı
parçaları tam da devrik-kırık-dize-önerme yapısına uygun. Benim ‘düşünüyorum,
öyleyse yokum’um gibi.
Hiper-tekstinin
coğrafyası, topografyası, klimatolojisi feci sakat. Bir deliliği var ama bunun
içeriği ve adı, benim alanmda kalmamış.
Yaptığı
meta-hiper-tekstleme, spin-off’lama değil. Yani, bir alt / yan kahramanı alıp
onu asıl kahraman kılarsın bu tamam ama onun alt / yan kahramanları ilk
göründüklerinde bile, tam kahramanlar denli ayrıntılı / derinlikli.
Bir de,
Lucifer gibi, onun yaptıklarını yapan başkaları da var. Sandman başlığı ve
içeriği dahil. Sanırım, onun hesaba katmayıp, en kaygan alanda kayıp gitmesinin
nedeni bu. Çünkü aynı söylem kaypaklığı, diğer metinleri de sallıyor,
dağıtıyor.
Sonuçta,
Hristiyan mitolojisi gibi bir alanda güneşin altında söylenmedik yeni bir söz
söylemek zor. Ancak, sağlam bir Benjamin-kotasyon-kolaj-montajı
mümkün şimdilik.
Gaiman
ise, özgün olacağım diye, hep alt / düşük puan yinelemesinde bulunmuş.
Lucifer
konusundan ve Hannibal referansıyla hareketle yeni bir çapraz medya olarak dizi
saptaması:
Nasıl ki
Hannibal dizisi, çok çok acaip, yepyeni ve fapfarklı bir aşırı-yorum ve
başarılı sonuç olmuş ise, Lucier gibi, spin-off artı ayrıntılı
konu-karakter-kahraman öyküsü devamı alanında Gaiman, ‘kendini başlatan ama ara
adımda kalan’ durumuna indirgemiş.
İronik
olan durum bunun, römort’lama süreci
üzerinden işlemesi. Yani, usta sayılanların hatalarını çırak sayılanlar
yinelemiyor ve tam tersine eksiltme / budama / düzeltme yoluyla düzeltiyor.
Yani Gaiman,
ilk eserine herşeyi sığdırmaya çabalayan
acemi yazar rolünü, tüm eserlerinde sürdüregelmiş. 30 yıldır hala ve öyle
olarak.
Oysa en
önemli konu olarak şu var:
Eğer bir
hiper-tekst, en baştan iç ve/ya dış iskeletlenirse, hiçbir yöne bel vermez. Bu
durumda Gaiman’ın metinleri, bu omurgasızlıkları nedeniyle, akışkan olacağım derken,
kaypak ve muğlak oluyor.
Gaiman’ın
en büyük form ve içerik, dolayısıyla da praksis açmazı da bu. İşin en tuhafı,
bunu yapmasına 30 yıldır izin veriliyor ve çanak tutuluyor olması. Satıyor
çünkü. Kitle ondan eksi zekalı ve eksi bilgili çünkü.
Yani
yapımcılar / yaratıcı direktörler, ‘Gaiman saçmalar, biz onu sonradan hali
yoluna soktururuz’ modunda, ona ishal
sıçmığı dozunda üreticilik yüklemişler.
Tabii ki
anafikir olarak Gaiman, feci üretken biri. Özellikle de, dizilerin ve
çizgiromanların bu alanda yeni düşünce eksikliği çektiği koşullarda.
Ancak en
feci olan durum olarak bu, çapraz medya alanında feci bir gerileme yarattı.
Çünkü Gaiman, baştan meta-çapraz-medya
alanında var oluyor ama onu yeniden yorumlayanlar ve düzenleyenler öyle
değiller. Dolayısıyla bu ortadaki regresyon-yorumlar
var olabiliyor.
Dolayısıyla
da bir gün, bu yeniden-aşırı-yorumların açmazı, Gaiman’ın üretmeyi bırakıp,
kendisini yeniden-aşırı yorumlaması çözebilir.
Tuhaf
olan bu durumla, tam da ben de aynı açmaza girip kilitlenmişken karşılaşmam.
Ben de kendimi yorumlamaya başladım.
(26 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder