Pazar, Temmuz 30, 2017

Gaiman ve Sandman Notları 2

Gaiman-Sandman-4, aksiyonsuz / durgusal / poze-motor duygudurumunda. Mitolojik-fantastik olmakta. Bildiğim kadarıyla mitoloji ve onun duygudurumu, fantastik geleneğin dışında kalıyor, daha çok da masal-folklor alanı içinde kalıyor gibi.
Bu durum, aşağı yukarı Amerikan Tanrıları için de böyle.
Gaiman bir şeyler yapmaya çabalıyor ama ne olduğu ikisinde de belli olmuyor. Oysa konu, referans haritası çok yüksek çözünürlüklü bir alanda yer almakta.
Gaiman, ya yüksek dozlu farklı bir uyuşturucu kullanıyor, ya da nörolojik ciddi bir sorunu var, psikiyatrik değil, nörolojik. Algısı farklı.
Dili aşırı lirik ama hiç mantıksal / mantıklı değil. Oysa, onun hayal kırığı parçaları tam da devrik-kırık-dize-önerme yapısına uygun. Benim ‘düşünüyorum, öyleyse yokum’um gibi.
Hiper-tekstinin coğrafyası, topografyası, klimatolojisi feci sakat. Bir deliliği var ama bunun içeriği ve adı, benim alanmda kalmamış.
Yaptığı meta-hiper-tekstleme, spin-off’lama değil. Yani, bir alt / yan kahramanı alıp onu asıl kahraman kılarsın bu tamam ama onun alt / yan kahramanları ilk göründüklerinde bile, tam kahramanlar denli ayrıntılı / derinlikli.
Bir de, Lucifer gibi, onun yaptıklarını yapan başkaları da var. Sandman başlığı ve içeriği dahil. Sanırım, onun hesaba katmayıp, en kaygan alanda kayıp gitmesinin nedeni bu. Çünkü aynı söylem kaypaklığı, diğer metinleri de sallıyor, dağıtıyor.
Sonuçta, Hristiyan mitolojisi gibi bir alanda güneşin altında söylenmedik yeni bir söz söylemek zor. Ancak, sağlam bir Benjamin-kotasyon-kolaj-montajı mümkün şimdilik.
Gaiman ise, özgün olacağım diye, hep alt / düşük puan yinelemesinde bulunmuş.
Lucifer konusundan ve Hannibal referansıyla hareketle yeni bir çapraz medya olarak dizi saptaması:
Nasıl ki Hannibal dizisi, çok çok acaip, yepyeni ve fapfarklı bir aşırı-yorum ve başarılı sonuç olmuş ise, Lucier gibi, spin-off artı ayrıntılı konu-karakter-kahraman öyküsü devamı alanında Gaiman, ‘kendini başlatan ama ara adımda kalan’ durumuna indirgemiş.
İronik olan durum bunun, römort’lama süreci üzerinden işlemesi. Yani, usta sayılanların hatalarını çırak sayılanlar yinelemiyor ve tam tersine eksiltme / budama / düzeltme yoluyla düzeltiyor.
Yani Gaiman, ilk eserine herşeyi sığdırmaya çabalayan acemi yazar rolünü, tüm eserlerinde sürdüregelmiş. 30 yıldır hala ve öyle olarak.
Oysa en önemli konu olarak şu var:
Eğer bir hiper-tekst, en baştan iç ve/ya dış iskeletlenirse, hiçbir yöne bel vermez. Bu durumda Gaiman’ın metinleri, bu omurgasızlıkları nedeniyle, akışkan olacağım derken, kaypak ve muğlak oluyor.
Gaiman’ın en büyük form ve içerik, dolayısıyla da praksis açmazı da bu. İşin en tuhafı, bunu yapmasına 30 yıldır izin veriliyor ve çanak tutuluyor olması. Satıyor çünkü. Kitle ondan eksi zekalı ve eksi bilgili çünkü.
Yani yapımcılar / yaratıcı direktörler, ‘Gaiman saçmalar, biz onu sonradan hali yoluna soktururuz’ modunda, ona ishal sıçmığı dozunda üreticilik yüklemişler.
Tabii ki anafikir olarak Gaiman, feci üretken biri. Özellikle de, dizilerin ve çizgiromanların bu alanda yeni düşünce eksikliği çektiği koşullarda.
Ancak en feci olan durum olarak bu, çapraz medya alanında feci bir gerileme yarattı. Çünkü Gaiman, baştan meta-çapraz-medya alanında var oluyor ama onu yeniden yorumlayanlar ve düzenleyenler öyle değiller. Dolayısıyla bu ortadaki regresyon-yorumlar var olabiliyor.
Dolayısıyla da bir gün, bu yeniden-aşırı-yorumların açmazı, Gaiman’ın üretmeyi bırakıp, kendisini yeniden-aşırı yorumlaması çözebilir.
Tuhaf olan bu durumla, tam da ben de aynı açmaza girip kilitlenmişken karşılaşmam. Ben de kendimi yorumlamaya başladım.

(26 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: