Nisan
2006’da başlayan MB’a Ağustos 2006’da üye oldum ve ilk metnim yayınlandı.
MB,
başlangıçta yazar kabulünde, aşırı ağırdan alıyordu, dolayısıyla ilk yazılar
köşe yazısı gibi ve ondan daha üst düzeydeydi.
Son 3
yıl gibi, durum cıvıdı. Yazar sayısı 10 bini geçti, şu sıralar 15 bini
geçmiştir herhalde.
Blog,
apolitikleştirildi. Şu anda en çok okunan metinler, sarmısaklı limon suyunun
faideleri ve diziler hakkında.
Yayınlanan
metin sayısı, eskisinin yarısıyla üçte birine, okunma sayısı da yine aynı orana
düştü.
Eski
yazarlar küstü. Yaşlı yazar oranı düştü, genç yazar oranı arttı.
Benzeri
süreçler, Ekşi Sözlük’ün de başına geldi.
Ekşi
Sözlük, Wikipedia Türkiye olmak gibi bir amaçla başlatıldı. Hiçbir zaman o amaca
doğru yol almadı.
Seks ve
futbol hakkındakiler, en çok girdi yazılan ve en çok yorum alan metinler oldu.
Ekşi
Sözlük’te nasıl yazar olunacağını hiç kavrayamadım. Başka bir sözlükte de,
kavrayamadım.
Ancak
eskisi, kuşkusuz yenisine oranla kurtarabilirdi.
En son,
akıllı telefon uygulamalarıyla, Sözlük’ü Facebook ve İnstagram gibi, bir
paylaşım sitesine çevirmişler.
Ezeli-ebedi
ergen dediğim kullanıcıların, taa en başından beridir internetin baş belası
olduğunu hiçbir site anlamak istemedi, ES de öyle.
ES,
büyük bir hataya sahip:
Yazarlarının
tamamına yakını, takma adlı, hem de abidik gubudik takma adlı. Yani, en acaip
takma adı bulma gibi bir dertleri bile var yazarların.
Şerh:
Tüm internet siteleri için yazıyorum: Adını saklayan biri, benim için baştan
kendine yalan söyleme hakkını tanıyordur. Bunun, FB’a kadın profili koyan erkek
olmaktan farkı yok. İsteyen biri, bugün kopyala-yapıştır ile ES’te yıllarca çok
okunur yazar olur: Harflerin yeriyle oynarsa da, kimse bunu anlayamaz.
ES,
MB’dan ders almaz, çünkü tipi değil ama çakma haber üzerinden ES’ün benzeri
şeyleri yapagelen Onedio’nun epeyidir aşağıya doğru gittiğine dikkat etmesi
gerekli. Yani, bu alemde okur açısından hiçbir site garantide değil.
MB ile
ES’ü karşılaştırmam, her 2 tarafın da müritlerini gazabını çekebilir ama bu
denli 5 benzemez 2 sitenin tıpatıp aynı yollardan geçmesi, alaturka internet
tarihi açısından kayda geçilesi geldi bana.
Sonuç ne
mi?
MB da
silinecek, ES de.
Sorun
şu:
Ahmet
Altan veya Recep Bilginer gibi, 1 kitabıyla 1 milyon satılıp, sonra unutulmak
var; Yaşar Kemal gibi, 1946-1996 arasındaki 50 yılda 1 kitabıyla 1 milyon satılıp,
hep okunur kalmak var.
Aynı
dert, yazarlar için internette önce de vardı yani. Nasıl ki e-kitap konusu,
duruldu, yoruldu ve matbu kitabı yenemediyse, yazmanın (sanalınınki de dahil
olmak üzere) her türlüsünün hali de, 500 küsur yıllık matbu kitaplar tarihinin
sorunlarıyla aynen ve hala içiçe.
Yani:
ES’ten
kaç matbu kitaplı yazar çıktı bilader?
ES
kitabı da 0 satıyor bugün. Bugünkü yazarların sayısından da az sattıydı zaten.
Hiç
kimse, yaş açısından ezeli-ebedi ergen olarak kalamıyor. İlk kuşakları, 40
yaşını geçti çoktan, şu an yaşlılık dertleriyle boğuşmaya başladılar bile:
Beyinleri hala cüce, ayrı konu.
(7 Temmuz 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder