Salı, Temmuz 11, 2017

Gerekli Kötülük

İngilizce’si ‘Necessary Evil’. ‘Evil’, aslında ‘şeytani kötülük’ demektir, öyle de okunabilir yani.
Şeytani kötülüğün gerekmesi…
İşte, Arendt’in işin içinden çıkamadığı, ‘şeytani kötülüğün bayağılığı’ paradoksunun yanıtı budur:
‘Şeytani kötülüğün bayağılığının gerekliliği’.
Hem de iyilere karşı…
Hem de kötülük hak eden iyileri karşı…
Tümüyle özsavunma olarak…
Tümüyle ahlaki, hukuki, felsefi olarak…
Ve bunu da, yapa yapa bir televizyon dizisi bölümü yapmış.
Tabii ki Tom Hardy döktürüyor.
Öğrenmiş oldum:
‘Gerekli Kötülük’, dizinin bir bölümünün başlığı değilmiş, dizinin öbür adıymış.
Yani, ‘şeytani kötülüğün bayağılığının gerekliliği’ bir tabu imiş aynı zamanda.
Tabu, yasak olandır. Tabu, yasak olduğu halde yapılandır.
Dizinin konu tematiği, hegemon bir ülkedeki iyi görünen hakim sınıfa karşı, zaman içinde mutlak kötüye dönüşüp, onlardan intikam almak için ‘şeytani kötülüğün bayağılığının gerekliliği’ne ikna olmuş biridir.
Bu, ‘Otostopçu’ filmindeki tematiğin aynıdır aslında. Orada da eski askerken o metamorfozu yaşayıp, seri katile dönüşen birinin öyküsü anlatılır.
Demek ki tabu çizgisini geçebilmek için bir metamorfoz gerekir, Kafka’esk bir metamorfoz.
Konuya hiç böyle bakmamıştım.

(8 Temmuz 2017)

Hiç yorum yok: