Önnot:
Bu başlığı daha önce de yazmış veya yazmamış olduğumu anımsayamadım.
Piazzolla’nın
bu parçasının duygudurumu, bana hüzün olarak geliyor. Böylelikle, bu / benimsel
oblivion. hüzünlü oluyor şimdi ve burada.
Ancak bu
hüzün; ne melankoli, ne de yeis.
İçinde
sevgi var ama aşk yok belki gibi.
Gri ama
kahverengi değil.
Solgun
ama ölgün değil.
Kapıp koyvermişliğin hüznü evet ve bunu da daha önce
yazdım.
Bu kapıp
koyvermişlik, teslimiyet değil. En büyük isyanın, en büyük dayanıklılığın
bitebilmesinin hüznü. Çaresizlik ama acz değil, en azından bu noktada ve bu
dozda.
Kapıp
koyvermişlik, yitip gitmişlik ve dağılmışlık da içeriyor bu hüzün. Benim gibi
oto- ve hetero-disiplinli biri için hüzün verici bu.
Bir
savaşçının yorgunluğu, hüzün verici.
Yolun
sonunu görmek, hüzün verici.
Ancak,
bunun / bu hüznün sonunda, yani bu oblivion’un sonunda (belki 16-17 yılın
sonunda), zombilikten insanlığa geri döndüm.
Bu, bana
‘Kendi’ öyküsünün başını ve sonunu anımsatıyor, ezberden yazıyorum:
Baş:
“Doğdun,
ölecektin. Bilmiyordun ama öğrenecektin.”
Son:
“Sonra
geri döndü insanlığa.”
Bu geri
dönme hüznü, Lukas Marsh’ın ‘Bir Yabancı Gibi Değil’ romanındaki sonudur aynı
zamanda.
Bir de, Charlie Gordon’un sonunun acıtmayabilmesi
bile hüznüdür aynı zamanda.
Öleceğini
ve son demlerini bilip, insana geri dönüp, yolunu
sürdüren bir hüzün toplamda yani bu.
Yola
devam edebilmek için geri vitese takmak, kuzeye akan bir nehrin güneye akmaya
başlaması gibi hüzünler aynı zamanda.
Yola
devam, savaşa devam, yazmaya devam için…
Bu, bir
seçim olmadı açıkçası. Ayaklarım bana sormadan, kendi kendine girdi bu yola.
Ancak
1995 Temmuz’unda, 35. yaşgünümde kendime açıkça sordum, bunu anımsıyorum:
“Yaşamak istiyor musun?”. Yanıt geldi: “Evet.”
İşte o
evet, beni taa buralara taşıdı.
Ve bu
çook hüzünlü bir durum.
Hüzünlü
bir oblivion.
Ek: Hep
sağ kalacağıma güvenim, 2013 Aralık ila 2017 Temmuz’u arasında sarsılmıştı
açıkçası. Ama Ekim 2017 momentiyle, hep sağ kalacağımı yine gördüm.
Bu,
hüzün verici bir şey mi bilmem ama bana hüzün veriyor: Artık yakınımdakiler de
dahil olarak / edilerek, ardımda çook ölü bıraktım çünkü.
Ölü gömücü
Olrik’in / Ulrik’in hüznü: Ölümünü beklerken ölü gömmek, tabii ki hüzün verici:
Özellikle de, ölüm hiç aklından çıkamıyorsa.
(5 Ekim 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder