Mühdan
Sağlam, beni şaşırttı bilgi eksikliğiyle:
“II.
Dünya Savaşı’nda Almanya, İtalya ve Japonya’nın Mihver cephesine karşı ABD,
İngiltere, Fransa, SSCB ve Çin’in içinde olduğu cephenin adı Birleşmiş
Milletler’di. Bu cephe, faşist yayılmaya karşı milletlerin yan yana ve birlikte
hareket etmesinin sembolüydü. 1945’te Birleşmiş Miletler, İngiltere ve Fransa
gibi eski büyük güçlerin yanında savaş galibi ABD, SSCB ve Çin tarafından
hazırlanan antlaşmayla örgüte dönüştü.”
Oysa, bu
sayılanların gerçekle hiçbir ilgisi yok. Gerçek tarih bilgileri şöyle bir
şeyler:
Avrupa
hegemonları 20. Yüzyıl’a girince birbirine girdi ve 2 dünya savaşı yaptı. ABD,
1914-1918’deki 1. Dünya Savaşı’na 1917’de, 1940-1945’deki 2. Dünya Savaşı’na
1941’te girdi. Yani, itleri birbirine kırdırdı. 1900’de 1 no değilken, 1945’te
1 no oldu.
Kavimler
Cemiyeti (League of Nations, yani yine Milletler / Uluslar aslında) 1. Dünya
ertesinde, Birleşmiş Milletre 2. Dünya Savaşı ertesinde kuruldu. İkisinin de
ana hedefi bir daha savaş olması idi ama ana sonucu 1 no ABD hegemonyası oldu.
Örneğin ABD, TC’yi uzun süre Kavimler Cemiyeti’ne kabul ettirmedi.
BM,
UNESCO üzerinden 1970’lerde 77’lerin, yani bağımsızların ağırlık taşıdığı bir
duruma geçti. ABD, buna tepki olarak 1986 sonrasında UNESCO aidatlarını
ödemeyerek, o kurumu batırdı.
Çin
konusu da ayrı:
Bugünkü
Çin, ancak 1975’te BM’ye kabul edildi. Komünist x Milliyetçi (Tayvan) Çin
çatışması nedeniyle. O sorun, onyıllardır hala süregeliyor ve süregidecek de.
BM’ye
genelde her ülke katılmak istese de, İsviçre bu konuda istisna:
BM’ye
ancak 1995’te üye oldu.
Toparlarsak:
1900’den
beridir G-7, hep aynı G-7 ama içindeki sıralama değişti. Ancak bu sırada, eski
sömürgelerin bağımsız ülke olmasıyla, ülkesi sayısı 100’den 200’e çıktı.
O
nedenle bugünkü gruplama şöyle gibi:
Mikro /
adasal ülkeler (tam ülke değil de ama ülke gibimsiler).
G-7,
G-8, G-20 (kendi içinde 1. ve 2. lig olarak ayrılmış olarak).
Geri
kalan 150.
2017
momenti şu:
BM, aşırı
çuvallamış durumda. Hiç olmasa, çok-çok az şey değişir durumda yani.
G-8
kendi içinde, G-8 G-20 ile olarak, büyük iç çatışmalar var.
ABD’nin
yarattığı, İslam yanılmış devletlerine konusunda BM, öncesinde, sırasında ve
sonrasında hiçbirşey yapamadı.
192
ülkenin 128’i, yani 2/3’ü yanılmış devlet durumunda. Kriter yeni uygulandığı
için, tarihsel karşılaştırma yapamıyoruz. Ancak, böyle bir Dünya’yı değil BM,
feriştahı gelse yönetemez ve ABD güdümündeki BM, durumu yalnızca daha berbat
ediyor.
Peki,
bir çözüm var mı?
Bizce
yok.
Peki, BM
tasfiye edilirse ne olur?
Bizce
fazla bir şey değişmez.
70
yıllık deneyim, 5/10 bile alamadı: Olmasa da olur, yani.
Bu
Dünya’yı önce AB, sonra ABD yarattı. Onlar da tarhsel yollarını sonundalar.
Yani, yokkutuplu bir Dünya’dayız.
Bu
koşullarda BM, var olsa ne olur, olmasa ne olur?
Durumun
daha kötüye gideceğini önesürenler, yalnızca hegemon hempalarıdır. 4. ve 5.
Dünya, başının çaresine BM’siz hep baktı, hep bakıyor, hep de bakacağa benzer.
7 milyar
nüfus da, BM’siz BM’siz, doğum denetimi yerine, ölüm denetimi ile, 6 milyara
filan iner belki bir umut.
2000-2200
arasındaki çöküşsel ve dengesiz dönem, ağzınla kuş tutsan, kimseye
yaranamayacağın ve kimseye de hayrının olamayacağı bir dönem oldu çıktı son 17
yıldır.
Biraz
tarih bilgisi olanlar, 2000’de olamayacağı varsayılan belki 100 ana olayın,
çoktan yaşanmış bitmiş olduğunu görebilirler:
AB
bitti.
ABD
inişte.
AB için
güç kavgası var.
AB içi
güç kavgası var.
Neo-globalist
neo-liberal ideoloji, başarısız olarak gemiyi karaya oturttu.
Dünya
ekonomisi, 10 yıldır istop durumda.
Göçmen
oranı % 5’e, sayısı 350 milyona çıktı.
90
milyon köle göçmen var.
AB’deki
göçmen oranı % 20 ve bu büyük sorunlar yarattı çoktan.
UÇ
milliyetçilik ve şeriatçılık aşırı arttı.
Reel
sosyalizm yavaş yavaş geri geliyor.
Yenilmez
denilen hegemonlar, kezlerce yenildi.
Sağ-sol
ayrımına dayalı parlamenter demokrasi çöktü. Seçim katılım oranları, epeyidir %
50’nin altında, hem de ABD başkanlık seçiminde bile.
Çıkış ve
toparlama:
Bu,
tarihteki böylesi 14. dönem. Hangi dersleri alabiliriz öncekilerden bir
bakalım:
Pratikte
tarihe ve geleceğe 0 müdahale ilkesi iyi, çünkü şu andaki zemberek atmaları,
geçmişteki aşırı ve çok sert müdahalelerin geri tepmesi aslında.
Devletsel
küçülme, ekonomik küçülme, denetimli olarak yapılabilirse uygun. Tarihte
kentin, paranın, yazının çok-çok azaldığı dönemler zaten vardı. Bu da, onlardan
biri.
Yani,
BM’yi geçelim. Yangında kurtarılması gereken herhangi bir şey kaldı mı ve asıl
olarak da, kendimizi kurtarabilir miyiz, ona bakalım.
(20 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder