Çarşamba, Eylül 20, 2017

BM Üzerine

Mühdan Sağlam, beni şaşırttı bilgi eksikliğiyle:
“II. Dünya Savaşı’nda Almanya, İtalya ve Japonya’nın Mihver cephesine karşı ABD, İngiltere, Fransa, SSCB ve Çin’in içinde olduğu cephenin adı Birleşmiş Milletler’di. Bu cephe, faşist yayılmaya karşı milletlerin yan yana ve birlikte hareket etmesinin sembolüydü. 1945’te Birleşmiş Miletler, İngiltere ve Fransa gibi eski büyük güçlerin yanında savaş galibi ABD, SSCB ve Çin tarafından hazırlanan antlaşmayla örgüte dönüştü.”
Oysa, bu sayılanların gerçekle hiçbir ilgisi yok. Gerçek tarih bilgileri şöyle bir şeyler:
Avrupa hegemonları 20. Yüzyıl’a girince birbirine girdi ve 2 dünya savaşı yaptı. ABD, 1914-1918’deki 1. Dünya Savaşı’na 1917’de, 1940-1945’deki 2. Dünya Savaşı’na 1941’te girdi. Yani, itleri birbirine kırdırdı. 1900’de 1 no değilken, 1945’te 1 no oldu.
Kavimler Cemiyeti (League of Nations, yani yine Milletler / Uluslar aslında) 1. Dünya ertesinde, Birleşmiş Milletre 2. Dünya Savaşı ertesinde kuruldu. İkisinin de ana hedefi bir daha savaş olması idi ama ana sonucu 1 no ABD hegemonyası oldu. Örneğin ABD, TC’yi uzun süre Kavimler Cemiyeti’ne kabul ettirmedi.
BM, UNESCO üzerinden 1970’lerde 77’lerin, yani bağımsızların ağırlık taşıdığı bir duruma geçti. ABD, buna tepki olarak 1986 sonrasında UNESCO aidatlarını ödemeyerek, o kurumu batırdı.
Çin konusu da ayrı:
Bugünkü Çin, ancak 1975’te BM’ye kabul edildi. Komünist x Milliyetçi (Tayvan) Çin çatışması nedeniyle. O sorun, onyıllardır hala süregeliyor ve süregidecek de.
BM’ye genelde her ülke katılmak istese de, İsviçre bu konuda istisna:
BM’ye ancak 1995’te üye oldu.
Toparlarsak:
1900’den beridir G-7, hep aynı G-7 ama içindeki sıralama değişti. Ancak bu sırada, eski sömürgelerin bağımsız ülke olmasıyla, ülkesi sayısı 100’den 200’e çıktı.
O nedenle bugünkü gruplama şöyle gibi:
Mikro / adasal ülkeler (tam ülke değil de ama ülke gibimsiler).
G-7, G-8, G-20 (kendi içinde 1. ve 2. lig olarak ayrılmış olarak).
Geri kalan 150.
2017 momenti şu:
BM, aşırı çuvallamış durumda. Hiç olmasa, çok-çok az şey değişir durumda yani.
G-8 kendi içinde, G-8 G-20 ile olarak, büyük iç çatışmalar var.
ABD’nin yarattığı, İslam yanılmış devletlerine konusunda BM, öncesinde, sırasında ve sonrasında hiçbirşey yapamadı.
192 ülkenin 128’i, yani 2/3’ü yanılmış devlet durumunda. Kriter yeni uygulandığı için, tarihsel karşılaştırma yapamıyoruz. Ancak, böyle bir Dünya’yı değil BM, feriştahı gelse yönetemez ve ABD güdümündeki BM, durumu yalnızca daha berbat ediyor.
Peki, bir çözüm var mı?
Bizce yok.
Peki, BM tasfiye edilirse ne olur?
Bizce fazla bir şey değişmez.
70 yıllık deneyim, 5/10 bile alamadı: Olmasa da olur, yani.
Bu Dünya’yı önce AB, sonra ABD yarattı. Onlar da tarhsel yollarını sonundalar. Yani, yokkutuplu bir Dünya’dayız.
Bu koşullarda BM, var olsa ne olur, olmasa ne olur?
Durumun daha kötüye gideceğini önesürenler, yalnızca hegemon hempalarıdır. 4. ve 5. Dünya, başının çaresine BM’siz hep baktı, hep bakıyor, hep de bakacağa benzer.
7 milyar nüfus da, BM’siz BM’siz, doğum denetimi yerine, ölüm denetimi ile, 6 milyara filan iner belki bir umut.
2000-2200 arasındaki çöküşsel ve dengesiz dönem, ağzınla kuş tutsan, kimseye yaranamayacağın ve kimseye de hayrının olamayacağı bir dönem oldu çıktı son 17 yıldır.
Biraz tarih bilgisi olanlar, 2000’de olamayacağı varsayılan belki 100 ana olayın, çoktan yaşanmış bitmiş olduğunu görebilirler:
AB bitti.
ABD inişte.
AB için güç kavgası var.
AB içi güç kavgası var.
Neo-globalist neo-liberal ideoloji, başarısız olarak gemiyi karaya oturttu.
Dünya ekonomisi, 10 yıldır istop durumda.
Göçmen oranı % 5’e, sayısı 350 milyona çıktı.
90 milyon köle göçmen var.
AB’deki göçmen oranı % 20 ve bu büyük sorunlar yarattı çoktan.
UÇ milliyetçilik ve şeriatçılık aşırı arttı.
Reel sosyalizm yavaş yavaş geri geliyor.
Yenilmez denilen hegemonlar, kezlerce yenildi.
Sağ-sol ayrımına dayalı parlamenter demokrasi çöktü. Seçim katılım oranları, epeyidir % 50’nin altında, hem de ABD başkanlık seçiminde bile.
Çıkış ve toparlama:
Bu, tarihteki böylesi 14. dönem. Hangi dersleri alabiliriz öncekilerden bir bakalım:
Pratikte tarihe ve geleceğe 0 müdahale ilkesi iyi, çünkü şu andaki zemberek atmaları, geçmişteki aşırı ve çok sert müdahalelerin geri tepmesi aslında.
Devletsel küçülme, ekonomik küçülme, denetimli olarak yapılabilirse uygun. Tarihte kentin, paranın, yazının çok-çok azaldığı dönemler zaten vardı. Bu da, onlardan biri.
Yani, BM’yi geçelim. Yangında kurtarılması gereken herhangi bir şey kaldı mı ve asıl olarak da, kendimizi kurtarabilir miyiz, ona bakalım.

(20 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: