Bu
Cumhuriyet yönetimi, hepten evlere şenlik oldu çıktı. Onlara göre Barlas,
AKP’yi eleştirmiş.
Barlas
ise, çok kısa zaman dilimlerinde 180 derece ters dönen durumları listelemiş yalnızca:
“Ya da
Rus uçağının düşürülmesi ertesinde ,Ankara ile Moskova'nın arasına okyanuslar
girmiş gibi değil miydi?”
Bu
AKP’yi eleştirmek değildir, olsa olsa dolaylı veya bilmeden övgü demektir.
Sonuç gayet iyi çünkü ki bunu bir AKP-Erdoğan karşıtı olarak yazıyorum.
Not:
Asıl olansa, düşürülen uçağına karşı, TC’nin maçı 1-1 yapmış olmasıdır. O zaman
da, Rusya ile eşit pazarlığa başlayabildi.
Bu, şu
demek aslında ki Barlas buna intikal etmemiş olabilir:
Dün
evet, bugün hayır ise, yarın yeniden evet veya belki olabilir. Matematikte
buna, ‘katastrof kuramı denklemlerindeki bazı aralıklarda aşırı senkoplu
değişimler’ diyoruz. Geniş zamanlı bakınca, bu senkopların genliği belli bazı
osilasyonlar veya belli-sınırlı-sonlu hacimler içindeki rasgele (rotası
belirlenemeyen) salınımlar olduğu ortaya çıkar.
İşte o
türden osilasyonları ve salınımları; ‘ABD- Obama x Trump’, ‘Fransa-Hollande ile
x tek başına Macron (tıpkı bizim bir zamanların Özal’ı gibi yani)’, ‘seçim
yaklaşınca, ‘karakolda doğruyu söyler, mahkemede şaşar’ türünden
Almanya-Merkel’, ‘İngiltere’nin AB referandumunu vaat edip, referandum
yaklaşınca olumsuz görüş beyan edip, Brexit kabul edilince istifa eden
Cameron-İngiltere’ de gösteriyor epeyidir.
Hegemonlar
böyle yapınca, ‘hegemonee’ler ishal
olur tabii ki…
Sonrası
bildiğiniz Barlas:
Bir:
Kendini bir kere daha kovduracak, kraldan çok kralcılık yaptığı için.
İki: Ne
bilgisi, ne zekası, uluslararası konuları kavrayamadı, kavrayamıyor.
“Hem PKK
ve PYD ile mücadele ederken, Güney sınırlarımız dışındaki Kürt oluşumunda
bizimle aynı cephede bulunan Barzani ile kavgalı bulunmak, ne kadar doğru
olabilir?”
PKK-PYD
işbirliği olursa, bu TC 2sini de imha eder, edebilir yani, gücü yeter yani,
olası anlamında değil yani.
Unutmayın,
TC durumu kilitledi, ne PKK, ne PYD, ne de Müslim, Kuzey Suriye’de kılını
kıpırdatamadı IŞİD’e karşı ve 3 bin sivil Kürt dosdoğru mezara gitti.
Barzani
ile kavga değil, pazarlık ediyoruz, celep pazarlığı, canbaz pazarlığı, ‘kaç
kelle ölecek?’ pazarlığı bu…
“Başta
da söylediğimiz gibi, bu kadar hızlı değişen gündeme ve dostlukların
düşmanlıklara böyle hızlı dönüşmesine, beyin gücümüzün yetişmesi, ne kadar
mümkün olabilir?”
Valla,
yetişmeyen düşünsün ve ortalıktan çekilsin. Beni beyin gücüm, son 3 yıldır anı
anına yetiyor her yepyeni ve fapfarklı olaya.
“… bağımsızlık
referandumunda belli ki "Evet" çıkacak Kuzey Irak'ta... Barzani,
belki bu "Evet"i bir kenara koyup, bağımsızlık için uygun zamanın
gelmesini bekleyecek.”
E peki,
Kuzey Irak parlamentosunu aylarca kapalı tutarken ne olacak?
Olumlu
referandum kararına karşılık, silahlı güçlerini sahaya inmekten uzağa daha ne
kadar tutabilecek?
Olay,
savaş alanına kayarsa, hele hele Araplar Kürtler’e dalarsa (ki benim beklediğim
en yüksek olasılıklı durum budur), Apo’nun HDP ve Bayık ile yaşadığını, Barzani
ordusu ve Talabani ile yaşamayacak mı sanki?
Demem o
ki artık herkes yangına benzin döküyor ama hepsi de yangın sönsün istiyor,
zarar görenler onlar çünkü.
Barlas
da öyle, AKP ateşine karbondioksit diye, benzin sıkıyor.
Bu adam,
hep böyleydi zaten…
Ama yine
de 1-2 noktayı iyi yazmış. Aferin ona…
Dipnot:
Haa,
Barlas’ın asıl sorusu şu:
‘Ey
AKP’liler, siz giderseniz, bana kim ulufe dağıtacak?”
(12 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder