Önce
eleştiri:
Muhalif
geçinen Türk basını, önce çeviri yapmayı öğrensin. Aynı haber, birbirine karşıt
anlamlı olarak, 2 kez çevrilmiş ve yayınlanmış durumda. Önce avukat Zarrab’ın
serbest olduğunu açıkladı, dendi; sonra bundan vazgeçildi, hapishane açıklama
yaptı, dendi.
+
Gelelim
habere:
“Zarrab'ın
avukatı Benjamin Brafman, ek iddianameyi okuduklarını belirterek, müvekkiline
yöneltilen suçlamaları kabul etmediklerini söyledi.
Avukat
Brafman, iddianamenin suç kapsamlarının daha da gelişmiş olması ve işlenen
suçlara verilecek cezanın artması nedeniyle, savunma hazırlamak için daha fazla
zamana ihtiyaçları olduğunu belirtti. Brafman, 30 Ekim'de başlayacağı açıklanan
davanın duruşma tarihinin ertelenmesini istedi.”
Çıkarsamalar:
Bir:
Avukat, bu gelişmeyi ummuyordu.
İki:
Avukat, konuyla ilgili tüm bilgilere sahip değil. Biraz okuma yapsa, başının
epeyi dertte olduğunu görürdü. Sonuçta dava, ABD’ye karşı suç durumunda, kendisi de devlete karşı savunma
yapıyor. Davayı kaybetme olasılığı % 99. Mesleki etkilenme olasılığı % 75. Bir
düşünsün, derim.
Üç:
Basına, kasıt ötesi bir durumla, hiçbir bilgi verilmiyor, verilince de yalan
yanlış veriliyor. İddianame’nin hukuk İngilizce’si bilen biri tarafından tam
metin Türkçe’ye çevrilmesi gerekli. Tutuklanması istenen kişi sayısı henüz 9
ama toplamda adı anılan kişi sayısı 60 imiş: Kim onlar peki? Bunların kaçı
Türk, kaçı üst düzey yönetici veya idi? Hiçbirini bilmiyoruz. Ama bir yerlerde
açıkseçik yazılı olsa gerek bu.
Toparlama:
Dava önümüzdeki
1,5 yılda falan biter ama böyle peyderpey giderlerse, toplam süre 4 küsur yıla,
yani Trump’ın başkanlığı ötesine uzar bu iş. Mahkumiyet kesin ama mahkum sayısı
kesin değil.
Olayda,
feci dalavere dönüyor: Açıkça ve kapalı kapılar ardında.
Bizim
çıkarımımız, sanılanın tersine, Bharara’nın politik anlaşmalar yaptığı veya
yapabileceği düşünüldüğü için, görevden alındığı yönünde.
Trump,
İran’a yönelik bir mahkumiyet ister ama Bharara’yı seçen Obama istemezdi, çünkü
o İran ile gevşeme politikası izledi.
Ve bizce
en önemlisi şu:
Eğer o
50 kişinin ad listesi açıkseçik olarak tam yayınlanmazsa, onlardan biri veya birkaçı
belli olmadan mahkum olur ve kazara AB ülkelerinden birine gider ve tutuklanır
(Atilla da öyle kazara tutuklandı); kazın asıl ayağı da, ondan sonra kopar:
Asıl ötme, o zaman başlar. Sonra da, gelsin suikastler. Zarrab’a suikastı
denediler, tutmadı.
En başta
söylediğimizi şimdi de söylüyoruz:
Bu dava,
ABD’de ve Dünya’da hukuğun bittiğini
naklen kanıtladı. Böyle dava akışı olmaz. Böyle tuluat olmaz. Böyle
bilgilendirme olmaz.
Gerisi
pazarlık ve ayrıntı bizce.
Dürrenmatt
esprisi şudur:
İşlediğin
suçtan yargılanmazsan, işlemediğin suçtan yargılanırsın. Mafya davaları, hep
muhasebe üzerinden açılır o yüzden.
Da,
ekonominin kuralları don lastiği değildir, çekersen kopar. Hukuğun kuralları da
don lastiği değildir, çekersen kopar. Sonra da sıra, hegemonların yargılanmasına
gelince, uygulanacak hukuk kalmamış olur
ortalıkta.
Gittiğimiz
moment odur bizce.
Dipnot:
Bazı
avanaklar öyle sansa da anarşizm, kuralsız oyun veya inadına inadına
kural bozmak veya kinizm değildir.
(11 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder