Pazartesi, Eylül 11, 2017

Dritte Generation / Üçüncü Kuşak: Fassbinder ve RAF: Kaç Kuşak Aslında?: Terörizm Üzerine Çeşitlemeler

Fassbinder, ‘3. Kuşak’ filmini 1979’da çekti.
Almanya’nın en önemli terörist grubu RAF’ın üçüncü kuşağı ise, 1982-1991 arasında vardı. 1998’de bir veda mesajı bırakarak kayboldular; evet, kayboldular, yıl 2017’de bile 4’ü hala bulunamadı.
Fassbinder ise, 1980’de ölmüştü.
Ne tuhaf değil mi?
Soru kipi:
O ‘Üçüncü Kuşak’ ve Fassbinder seyretti de, o adı mı aldı acaba?
+
 ‘Terör Çağı’ başlıklı ve 4 bölümlü belgesel, terör dönemini 1946’da başlatır: Bir Musevi’nin, İsrail kurulsun diye, bir oteli, içindeki 45 Musevi, 45 diğer dinlerdeki insan ile birlikte havaya uçurması ile…
İsrail kuruldu. Toplama kampından kurtulanlar, toplama kamplarındakilerden daha beter koşullar yarattılar, dağdan gelip kovdukları bağdakiler için…
Ne tuhaf değil mi?
+
Asıl Terör Dönemi, Fransa Devrimi 1789 ertesinde devlet eliyle başlatılmıştır, teröristler eliyle değil. Sonra da önce krallık geri getirilmiş, sonra o da yetmemiş, diktatörlük kurulmuştur.
İlk devrimin Fransa’sında kadınlar, ancak 1945’te tam oy hakkına kavuşabilmiştir.
Ne tuhaf değil mi?
+
Asıl terör ise, 1968 dalgasında oluştu:
Avrupa’da, ABD’de, Ortadoğu’da, Dünya’nın her yerinde… insanların bildiği en ünlü terörist, hala Çakal ve Leyla Halid’dir ve ikisi de hala sağdır: 1968’in 50. yılında bile…
Carlos yoldaşları onu sattığı için ölene dek içeride, Halid’in Metallica dinleyen torunları var…
Ne tuhaf değil mi?
+
Devlet terörü kontra-terör ama terörist terörü terör…
Resmen yani…
Şimdiye kadar düzenli orduları yenen tek düzensiz ordu, bu terörist gerilla savaşçıları olmuş, ister kır gerillası olarak, ister kent gerillası olarak…
+
Toplama kampı terör-öte ama İsrail terör-altı bile değil, devlet terörü bile değil yani, resmen yani…
+
FKÖ ve Arafat ABD’yi vurmasın diye, onların onlara 150 milyon dolar verdiği ve o paralar bitince, FKÖ’nün gücünün bittiği öne sürülür.
O FKÖ, başta marksist göründü ama hep şeriatçı idi, ‘Devrimcinin Filistin Günlüğü’ndeki aluturka 1968’lerin söylemleri öyle söylüyor.
Ne tuhaf değil mi?
+
Hep yalan, hep dolan, hep sahte söylem…
Kitle de, en büyük yalanı söyleyenin peşinden koşuyor: İster 1. Dünyalı, ister 3. / 4. Dünyalı…
+
En geriye bakarsak:
Terörizmi içerik olarak bugünkü terörizm yapan 19. Yüzyıl anarşistleri, resmen ‘terörist’ olarak adlandırılmadılar pek. O zamanlar, 1789 hala yakın bir dönem idi çünkü bizce…
Şimdi de, 20. Yüzyıl’ın sonunda ve 21. Yüzyıl’ın başında, 19. Yüzyıl sonu söylemlerini dayayıp, hep tarihin gerisinden geliyorlar.
+
Ara konuları atlıyoruz, geliyoruz bugüne:
1980 neo-global neo-liberalizmi, devlet teröristi idi / oldu. Marka terör oldu, borsa terör oldu, vd, vb… İnsanları, paralarını alarak öldürdüler, 1929 Krizi gibi…
Sonra, neo-N-terörizm çağı geldi: 2015 gibi diyelim.
(Not: IŞİD’in 10 kuşak önceki dedesi taliban, 1980 momentli ve bugün hala sürüyor: Ne tuhaf değil mi?)
Son ‘Üçüncü Kuşak’ açıklaması ise, 1998 tarihli idi.
Terörizm de, Saddam subaylarının 20 yıl savaş meydanında bizzat savaştıktan sonra, IŞİD’in askeri fonunu oluşturması türünden bir Carlos, Unamuno, Halid ustalarını yol gösterici olarak tanıma durumu yok, henüz yok yani…
Oysa Hasan Sabbah, yüzlerce yıl boyunca asilere örnek oluşturdu. Tarihten bile ders almıyorlar yani…
Sabbah da devlet kurdu, FKÖ de (hem de 2 tane) devlet kurdu.
Asıl sorularımızdan biri bu işte:
Terörist, devlet kurar mı?
+
Ancak, bıçak kemiğe dayandı.
Artık ‘rebel’ yok / değil, henüz yok / değil yani, şimdi ve burada ‘riot’ var: Ayaktakımının ve başıbozukların talan kargaşası…
Şimdi ve burada, tüm Dünya sathında…
+
Ara soru kipi:
Fassbinder, bunları görseydi ve hala sağ olsaydı, ne derdi acaba?
Birleşik Almanya faşizmini öngördüğünü kabul eder miydi acaba?
‘Lan, bunun 4. ve N. Kuşak’ları da var, durmayın, devam edin lan’ der miydi acaba?
‘Sürekli terör-izm’ mi derdi acaba?
1968 Sonbaharında Almanya’daki kendi çektiği parçasını gösterip, ‘ben size dememiş miydi?’ mi derdi acaba?
Almanlar’ın kendi Hitler’lerin daima ürettiklerini açıkça ve politikçe ifade edebilir miydi acaba?
Yoksa moruk Fassbinder, yufka yürekli biri mi olurdu acaba?:
Merkel’in kültür bakanı biri gibi örneğin…
+
Bizcesi:
‘Anarşizm’ sözcüğünü ilk kullanan Bellegarrigue’nun dayanak aldığı ‘sivil itaatsizlik’te başlıyor herşey gibi…
Bir kereden sonrası istatistik bizce…
Önce devlete, Allah’a / Tanrı’ya veya babaya itaatsizliğin ve/ya isyanın sırası önemsiz bizce…
Şimdi ve burada, bir kez daha, hep olduğu gibi, 3’üne de yeniden ‘hayır’ demenin zamanı bizce…
Anarşist olmadan da, devlete karşı çıkılabilir…
Ateist olmadan da, Allah’a karşı çıkılabilir…
Öldürmeden de, babaya karşı çıkılabilir…
Tarih, bunlar için yeterince örnekle dopdolu… Bakmasını ve görmesini bilene tabii ki…
+
Biz bireyselce:
Ayrılma, kopma, bağlanma, statülenmeme, pozisyonlanmama, sınıflanmama, vd, vb diyoruz…
Gerisi istatistik ve ayrıntı bizce…
Dipnot:
Kapitalist düzen, bu türden bireysel karşı çıkışlara daha açık ve daha az acımasız… Bunları önesürerken, onu da gözönüne aldık…
Yani.
10 yılda ve ülke ülke değişebilen tarzda, kuşak kuşak isyanlar olacağını baştan tanımlamış oluyoruz…
İsteyen, istediği kuşağı örnek alır, isteyen istediği kuşaktan ders alır…

(10 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: