Eksi
zekalı olabilecek bir dahi çocuk iken, faşizm-engizisyon dalgası geldii geldi,
beni üzerine alıp, öte yanlara taşıdı.
Haa, ben
o filmi seyrettiğim için içgüdüselce, evet tümüyle içgüdüselce, kimi boynumu
kırmacasına, tsunamide sörf yapabildim.
Bildiğim,
son 60 yıldaki 10 milyar kişi içinde, benden başka becerebilen yok.
İronik
olan şu:
Eğer
Charly’den ders alırsanız, onun gibi olmaya mahkum olursunuz.
Onun
yapmadıklarını yapıp, yaptıklarını yapmazsanız, milyonda bir şansınız doğar
/oluşur.
Bende de
öyle oldu ve ben talih şeytanının kuyruğuna yapıştım, hiç bırakmadım onu.
Vurdulu kırdılı avantür filmi gibi, onun kuyruğuna takılı, dehamla cehennemlerin
içinden geçip düze çıktım.
Ölüme…
Son
sonul sona…
Ama hala
ve 60 yaşında bir dahi olarak…
Yaşlı
dahi hiç bilmiyorum, sonnot olsun…
Dipnot:
‘Charly’nin
müziğini Ravi Shankar yapmış. İyi mi? Nereden nereye?
Bu da
‘Oblivion’u 10-15 yaşımda tanımış olduğumu anımsatır bana ama kanıtım yok
henüz. Bir yerlerde karşıma çıkmış olmalı. Bilinçaltım onu ilk duyuşta ayırsadı
çünkü.
(8 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder