Pazartesi, Eylül 11, 2017

Sonum Neden Charlie Gordon Gibi Ol(a)madı?

Eksi zekalı olabilecek bir dahi çocuk iken, faşizm-engizisyon dalgası geldii geldi, beni üzerine alıp, öte yanlara taşıdı.
Haa, ben o filmi seyrettiğim için içgüdüselce, evet tümüyle içgüdüselce, kimi boynumu kırmacasına, tsunamide sörf yapabildim.
Bildiğim, son 60 yıldaki 10 milyar kişi içinde, benden başka becerebilen yok.
İronik olan şu:
Eğer Charly’den ders alırsanız, onun gibi olmaya mahkum olursunuz.
Onun yapmadıklarını yapıp, yaptıklarını yapmazsanız, milyonda bir şansınız doğar /oluşur.
Bende de öyle oldu ve ben talih şeytanının kuyruğuna yapıştım, hiç bırakmadım onu. Vurdulu kırdılı avantür filmi gibi, onun kuyruğuna takılı, dehamla cehennemlerin içinden geçip düze çıktım.
Ölüme…
Son sonul sona…
Ama hala ve 60 yaşında bir dahi olarak…
Yaşlı dahi hiç bilmiyorum, sonnot olsun…
Dipnot:
‘Charly’nin müziğini Ravi Shankar yapmış. İyi mi? Nereden nereye?
Bu da ‘Oblivion’u 10-15 yaşımda tanımış olduğumu anımsatır bana ama kanıtım yok henüz. Bir yerlerde karşıma çıkmış olmalı. Bilinçaltım onu ilk duyuşta ayırsadı çünkü.

(8 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: