Salı, Eylül 12, 2017

Torunlar, dedelerinin kahramanlık madalyalarını ve beratlarını satıyorlar

Miras var, 10 küsur torun var, hak var, bölüşme var. Satmayıp ne yapacaklar?
Bir madalyayı bölemezsin. Parayı bölersin ama. Satılan şeyler, bir tek madalya değil tabii ki: Kitaplar, evraklar, vd…
Satılmasa, ne olacak?
Hurdacıya gidecek, yine esnafa geri dönecek.
Bu, bizim meslekte böyledir.
Cumhurbaşkanı Özal öldüğü günün ertesinde, sanatçı Hadi Çaman öldüğü günün ertesinde, terekesi hurdacılardaydı. Aybar’ın, Tunaya’nın terekelerinin hurdacılarda ayaklar altında süründüğünü de, Aybar’ın 1924 olimpiyat fotoğraflarının ezildiğini de gördüm.
İnanmayabilirsiniz ama her yerde böyledir.
O nedenle, başkası satacağına sen sat. Hatta, o kişi ölmeden kendi satsın: Bizim önerimiz budur.
Melih Cevdet ölmeden, kendine imzalı kitapları satmıştı da, infial çıkmıştı. Sattı, yedi, vefa etti. Satmasaydı, başkası yiyecekti.
Her tür kültürel ürün için bu böyle:
Sahipler, satıcılar, kullanıcılar geçici yolcular, mal han/cı ama. O gelenek sürsün ama.
Gün gelir o evrak veya obje, tarih için önemli bir kayıt olabilir pekala…
Müzeci olarak bakış açım da budur.

(11 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: