Miras
var, 10 küsur torun var, hak var, bölüşme var. Satmayıp ne yapacaklar?
Bir
madalyayı bölemezsin. Parayı bölersin ama. Satılan şeyler, bir tek madalya
değil tabii ki: Kitaplar, evraklar, vd…
Satılmasa,
ne olacak?
Hurdacıya
gidecek, yine esnafa geri dönecek.
Bu,
bizim meslekte böyledir.
Cumhurbaşkanı
Özal öldüğü günün ertesinde, sanatçı Hadi Çaman öldüğü günün ertesinde,
terekesi hurdacılardaydı. Aybar’ın, Tunaya’nın terekelerinin hurdacılarda
ayaklar altında süründüğünü de, Aybar’ın 1924 olimpiyat fotoğraflarının
ezildiğini de gördüm.
İnanmayabilirsiniz
ama her yerde böyledir.
O
nedenle, başkası satacağına sen sat. Hatta, o kişi ölmeden kendi satsın: Bizim
önerimiz budur.
Melih
Cevdet ölmeden, kendine imzalı kitapları satmıştı da, infial çıkmıştı. Sattı,
yedi, vefa etti. Satmasaydı, başkası yiyecekti.
Her tür
kültürel ürün için bu böyle:
Sahipler,
satıcılar, kullanıcılar geçici yolcular, mal han/cı ama. O gelenek sürsün ama.
Gün
gelir o evrak veya obje, tarih için önemli bir kayıt olabilir pekala…
Müzeci
olarak bakış açım da budur.
(11 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder