Salı, Eylül 26, 2017

Laura Croft: Simülasyon ve Gerçek

İlginç, çook ilginç:
Tam da, bugünlerde peşpeşe gelen soru-sorunsal dizisindeki derdim buydu:
Hep bir kez daha ‘acaba?’lı olarak, benzetişim gerçeği aşabilir miydi?
Bu kez, superkahramanların iç savaşı (ki bu, bu soru-sorunsalın n.inci yeniden-aşırı yorumu durumunda), onların diktatörleşmesi (Hercule tipolojisinde-mitolojisinde Superman ve Assassin’s Creed Washington olarak) örneklemesi ile estetiko-politiko geçmişbilim-anbilim-gelecekbilim (bir acaip ve aslında olmayan anbilimli olmayan bir) praksisi olarak, gelecekbiilmden felaket yönetimine geçişte, gerçek durumlar için, kurmacadan çözümler üretibilir mi, üretti mi, ürettiyor mu, yanılma ve yanılmışlık payları neler, vb, vd?, formunda /formatında olarak…
Laur Croft bunu bu kez yapmışa benziyor:
Daha önce bir oyundan yapılmış film dizisi varken, yine bir oyundan film olarak, onu aşarak, onu oyuncu olarak geçerek, onu fizik-rol olarak geçerek, imaj olarak geçerek, idol olarak geçerek…
Assassin’s Creed’in aslında hiç hedeflemediği ama uyguladığı biçimde, kurmacanın ve benzetişimin içindeki ‘aslında gerçek ama bir kurmacanın ve benzetişimin içinde geçen bir öykü’ olarak… Ve bunu ‘Inception’ örneğindeki saçmalamaya kaçmadan becererek…
Bir ‘sequel’a yazılmış bir epilog olarak… ‘Wolverine Origine’ gibi ve ondan daha iyi olarak…
Burada en güçlü etken, kadın-genç oyuncunun, çok iyi bir ön hazırlık geçirmiş olması. Tuhaf bir beden yapısı var: İnce uzun beden, uzun boyun ama kuğu gibi değil, armut sapı gibi görünmeye yakın ama sonuçta öyle görünmemiş.
Ortaya çıkan sonuç çok inandırıcı. O koştuğunda gerçekten koşmuş, Angelina Jolie gibi, gibi yapmamış.
Film zaten 11 yıl sonra gösterime girecek. Bunlar, seyirciyi ısındırma fragmanları ki yıllardır oyuncunun hazırlığı da, haberle konu ediliyor ön pazarlama etkinliği olarak…
Sonuç, bu kez bir film olmuş. Jolie, oyundaki dişil tasarıma benzediği için seçilmişti. Bu oyuncu ise, oyundaki tiplemeyi de değiştirecek gibi görünüyor: Bir kadını seks objesi yapmadan çekici kılabilmek, bence ciddi bir başarı, özellikle de Hollywood için…
Ancak, sözünü ettiğimiz simülasyon-realite problematiğini kafaya takarak bu filmi yaptıklarını da, hiç mi hiç sanmıyorum. Atmadıkları bir taşla olmadık bir kuş vurmuşlar yani…

(23 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: