Pazartesi, Eylül 18, 2017

Korkut Boratav Negasyonu

Bu neo-liberal yazar artıkları, saçmaladıkça saçmalıyorlar, döküldükçe dökülüyorlar.
Boratav şöyle buyurmuş:
“Hakiki cumhuriyetçiysen, Kürt hareketiyle çözüm ararsın.”
Ne ilgisi var?
Atatürk, söz verdi veya vermedi ama onlara yönelik bir federasyon yönelimini hiç uygulamadı.
1925’te isyan başlayınca da, yeni cumhuriyeti korumak için, isyan hareketi bastırıldı.
Yani, hakiki cumhuriyetçiler Kürt isyanı sorununu bastırmakla çözdüler. Bu da bir çözüm.
Tıpkı tehcir gibi, tıpkı mübadele gibi.
Boratav sırılsıklam saçmalamış, eksi zekalı ve eksi bilgili biri gibi davranmış.
Federasyon bir çözüm, ayrı devlet bir çözüm, Kürtler’in imhası da bir çözüm. Şu an için Kürtler, Araplar ile Türkler’in birleşip, kendilerini imha etmesi için gerekeni yapmış durumdalar.
Bunu bir kez de, 1250 Bağdat yıkılımı sırasında, Moğollar ile işbirliği yaparak göstermişler ve yine imha edilmişlerdi.
Boratav, bu türihsel gerçekleri pas geçmiş.
+
“Cumhuriyet’in içinde de Nazi sempatisi olduğuna ilişkin iddialar vardır.”
Bu iddia falan değildir. Girersin arşive, açarsın 1940-1942 nüshalarını, görürsün neler yazılmış Cumhuriyet’te.
+
“Gerek CHP’deki gerekse DP’deki anti-komünizmi besleyen bir devlet refleksi olduğunu da biliyoruz. Devletteki bu sol düşmanlığının kökeni nereye dayanıyor?
Devletin kendisini tek ve faşist bir ideolojiye mahkumiyetinden ziyade, 2. Meşrutiyet’ten bu yana Türkiye devleti ve toplumunun bünyesinde iki ayrı akımın yan yana var olduğunu düşünüyorum. Birincisi, Batı’dan, Avrupa düşüncesinden beslenen ve Türkiye’yi Batı türü çok sesli bir topluma dönüştürme özlemi içinde olan, İslami doktrinlerle göbek bağı olmayan, Ortaçağ düşüncesiyle kavgalı bir aydınlanma akımıdır.”
Soran ayrı bir eksi bilgili, yanıtlayan ayrı bir eksi bilgili.
1922 Azerbaycan işgali ve 1946 Kars talebi nedeniyle, TC’de 1920 SSCB sempatisi yerine, bir SSCB antipatisi ve dolayısıyle komünizm / reel sosyalizm antipatisi var oldu ve bu, Rusya’nın Anadolu’yu birden çok işgal etmişliğiyle bağlantılı durumda.
SSCB sempatisi, genelde TKP’de var olageldi. O da 1975 ertesinde, kendine CHP’de 1980’e kadar yer buldu.
Batıcılık / batılılaşma ise, evlere şenlik bir süreç Türkiye’de. Kurtuluş Savaşı’nda adamları yen, sonra aralarına katılmak için yaltaklan, Kavimler Cemiyeti’ne yani.
Çakma şeriatçılık ise, Atatürk’ün 1908’den beridir bilfiil muhatap ve karşısında olduğu bir süreç. ‘Türkler’in ibadet etmeden Müslüman olurluğu’, ancak 2000’lerde (ve hıyarca olumlanarak) dilegetirildi ama 1910’da da durum aynıydı.
Sonra kalk, ikisini bağdaştırmaya debelen.
Yani, halkının % 99’u okumayazma bilmeyen ve çakma Müslüman geçinen bir ülkeyi, nasıl Batılı kültürlü yapacağını, değil Atatürk 1910-1930, Tüsiad 1960-2010, yarı-aydın 1960-2010 da hiç düşünmedi, bunu nasıl olabileceğine hiç yanıt aramadı.
Sonuçta geldiğimiz yer belli. Tarih yavaş yürür, gelecek uzun sürer ama hep gelir, geldi de: 1. Cumhuriyet, 15 yılda inşa edildi, 75 yıl boyunca tahrip edildi, sonunda da 2013’te yok edildi.
Burada okyanuslara süzme cacıklık hıyarcasına olan şey, Boratav gibilerin de, bu Cumhuriyet’in imhasına seyirci ve katkıcı olmuş olmaları: Kürt tarafını tutarsan, Cumhuriyet tarafını tutamazsın.
Yani:
Hakiki Cumhuriyet’çi, Kürt tarafını filan tutmaz, tutmadı, tutmayacak.
Asıl önemlisi de:
Hakiki özgürlükcü biri de, Kürt tarafını tutmaz, tutmadı, tutmuyor, tutmayacak.
Yani:
Boratav, o kölelik yerine, bu köleliği seçen, köle ruhlu bir yarı-aydın yalnızca…

(18 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: