Bugüne
kadar durum 1-1 idi:
Türkiye
bir NATO silahı olmayan kalaşnikofu kullandı ama Çin’den füze alamadı.
Bu son
edim, durumu 2-1 yaptı:
“Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, S-400 füze savunma sisteminin satın alınması konusunda
Rusya'ya kapora verildiğini açıkladı. Kremlin de anlaşmanın yapıldığını
doğruladı.”
Sorun,
Rusya’nın bu füzeleri teslim edip etmeyeceğinde. Türkiye’nin savaş müttefiki ve
rakibi olan ülkelerle, bu türden teslim edilmeyen silah anlaşmaları hikayesi,
taa Osmanlı’ya kadar gider.
Anekdottur,
anlatılır:
Demirel’den
o zamanki SSCB’nin kuracağı alüminyum fabrikalarından vazgeçmesi söylenir, o
reddeder, sonra da hükümet düşer.
Şimdi de
öyle olur mu?
O
zamanki ABD’nin gücü ve Türkiye’nin güçsüzlüğü tartışmasız idi. Şu an ise, en
güçlü hegemon da olsa, herhangi bir ülkenin gücü ve güçsüzlüğü epeyi tartışmalı
duruma geçti.
Çünkü
Dünya, yokkutuplu durumda.
Yokkutup
ise, fiilen çokkutupçuk, sultancıklar, Ali kıran baş kesenler demek: İster sokakta,
ister savaş alanında.
Türkiye
ise, kendisi eskiden bir yokgüç iken, yakın gelecekte bir vargüç olma
arzusunda.
Bunu
yapabilir mi?
Bu
türden farklı, yeni, güçlü silahlar edinebilirse, olur.
Edinebilecek
mi peki?
Onu
göreceğiz.
(12 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder